Kategori: Yöntem

Acemi Triatlete Öneriler

Acemi Triatlete Öneriler

Değişim alanıAcemi bir triatlet olarak yaşadığım, gördüğüm, duyduğum olası sorunları ve bu sorunları yaşamamak için alınabilecek önlemleri, yaşandığında yapılabilecekleri özetlemeye çalıştım. İlk birkaç yarışta insanlar bunlara benzer sorunlar yaşayabiliyor. Belki önceden böyle bir yazı okumak bazı önlemleri almaya yarar. Muhakkak unuttuğum, atladığım bir şeyler vardır.  Sizlerin de eklemek istedikleriniz olursa iletin, bu yazıyı daha da zenginleştirelim. Önerileri birer sorun-önlem çifti olarak ele aldım. Bu şekilde daha akılda kalıcı oldu sanki…
Yazının devamı…

Rudisha Adımları

Rudisha Adımları

David RudishaDavid Rudisha 800m’de olimpiyat şampiyonu ve dünya rekorunun (1:40:91) sahibi. Hatta ben de Koşu Gazetesi‘nde 800m ve onun hakkında bir yazı yazmıştım. Böyle zor bir mesafede bu kadar nefis sonuçlar elde etmenin olmazsa olmazı kusursuz bir koşu formu ve adım. Aşağıdaki videoda Rudisha’nın koşarken yavaş çekimde 3-5 adımını görebilirsiniz. Videoya ve altındaki açıklamalara Kinetic Revolution isimli sitede rastladım. Açıklamaları tam olarak çevirmedim ama anlatılanları Türkçe aktarmaya çalıştım. Video ise aslen Running Technique Tips isimli siteden, Brian Martin ve ekibine ait. Bu videoyu alttaki açıklamaları okuyarak birkaç kez izlemek bile kendi formunuzdaki bazı sorunları tespit edip düzeltmenize yardım edebilir. Bu mükemmelliğe ulaşmak ise nerdeyse imkansız :).
Yazının devamı…

Malum minimalist ayakkabı konusu

Malum minimalist ayakkabı konusu

sahilde ayakkabılarGeçtiğimiz hafta Runner’s World sitesinde, koşu ayakkabısı sektörünü izleyen bir kuruluşun 2013 ilk çeyreği hakkındaki raporları ile ilgili bir yazı yayınlandı. Yazıya göre kuruluşun raporunda koşu ayakkabısı satışları bu çeyrekte %7-9 civarı artmış, özellikle de motion control (%25) ve stability (%10) kategorisindekiler bu artışa etki etmiş. Bu yükselişe negatif etkisi olan kategori ise minimalist kategorisiymiş ki aşağı yukarı %12-14 civarı bir düşüş yaşanmış. Raporu yazanların yorumu ise şu olmuş; “görünen o ki bu modanın da sonu geldi”.
Bu blogu takip edenler bilir, minimalist koşu ayakkabıları konusuna ben de ilgiliyim. Bu konuda çokça şey yazdım. Bu nedenle rapor ve sonrasında konuşulanlarla ilgili ben de birkaç satır yazmak istedim.
Yazının devamı…

Kenya Usulü Interval

Kenya Usulü Interval

Kenyalı atletlerInterval veya tempo antrenmanları konusunda sürekli birbirimizi tüm antrenman boyunca tutarlı olmak konusunda uyarıyoruz. Intervalleri yaparken hızlı bölümleri dengeli olacak şekilde kendimizi ayarlamaya, bu nedenle belki de ilk birkaçını yapabileceğimizden daha yavaş yapmaya çalışıyoruz. Çünkü fizyoloji bize tempoyu dengeli tutmanın enerji depoları açısından en doğru yöntem olduğunu ve bu şekilde yapmamızı söylüyor. Ama geçtiğimiz birkaç ayını Kenya’da antrenman yaparak geçiren Kanadalı maraton koşucusu Reid Coolsaet orada çalışan atletler arasında buna ters düşen bir eğilim gözlemlemiş.
Yazının devamı…

Merkezi Yönetici

Merkezi Yönetici

BeyinDayanıklılık sporları ile uğraşıyoruz. Uzun mesafeler koşuyoruz, pedal çeviriyoruz, yüzüyoruz… Bazen bunların tümünü arka arkaya yapıyoruz. Elimizden gelen en yüksek performansta 42 km koşmaya çabalıyoruz. Kimimiz bunu 3 saatte, kimimiz 4, hatta kimimiz 5-6 saatte yapıyor. Saatleri geçtim bazen günlere yayılan ultra maratonlar koşmaya girişiyoruz. Tüm bunları yaparken kaçınılmaz olarak “yoruluyoruz”. Bir an geliyor kaslarımıza söz geçiremez oluyoruz. Ayaklarımız yerden kalkmıyor ya da kulaç atamaz hale geliyoruz. Peki, ne oluyor da bu hale geliyoruz?
Yazının devamı…

Yüzmede kulaç mesafesi ve kulaç sıklığı

Yüzmede kulaç mesafesi ve kulaç sıklığı

Phelps  kulacıAvrasya Maratonu beni koşmaya küstürdüğünden midir yoksa kışın bunaltıcı karanlığından mı yoksa kararsızlıktan mıdır bilinmez aralık ayından beri bisiklete ve yüzmeye daha çok zaman ve enerji harcar oldum. Bisiklete, evde çalıştırıcıda (trainer) biniyorum. Haftada en az üç defa da havuzda yüzmeye gidiyorum. Her gidişimde en az 2000m yüzmeye çalışıyorum. Yarışlarda zihinsel olarak bu duruma alışık olabilmek adına haftada bir antrenmanımı uzun yüzmeye ayırıyorum. Geri kalan iki günde de farklı setlerle hızlanmaya, formumu iyileştirmeye çalışıyorum. Bu yazıda da yüzme konusunda edindiğim bazı bilgilere ve deneyimlere değineceğim. 50 m bile yüzemezken nasıl uzun mesafeler yüzmeye başladığımı anlattığım yazımda SR (stroke rate-kulaç sıklığı) ve SPL (strokes per length-belli bir mesafede atılan kulaç sayısı, genelde 50 m) konularından söz etmiştim. Şimdi bu iki konuya değineceğim.
Yazının devamı…

İçeride Bisiklet

İçeride Bisiklet

Garmin hız ve kadans sensörüYüzmeye başladığımdan söz ettiğim ve sonrasında kararsızlığımı paylaştığım yazılarda belirttiğim gibi koşunun yanına yüzme ve bisikleti eklemek için çabalıyorum. Yazın sonlarında yüzme konusunu hallettim ama Avrasya Maratonu’ndan önce bisiklete çok bulaşmamaya çalışınca ben pedallamaya başlayamadan kış geldi. Oysa sağ olsun bir arkadaşım bana kullanmadığı eski yarış bisikletini vermiş ve ben de üzerinde gerekli düzeltmeleri yapıp hazır hale getirmiştim. Ankara bir anda soğuyunca bisiklet gerçek anlamıyla sonraki bahara kaldı.
Yazının devamı…

Buridan'ın Eşeği

Buridan'ın Eşeği

Son zamanlarda kendimi eşek gibi hissediyorum dostlar. Ama herhangi bir eşek değil “Buridan’ın Eşeği” gibi.
Buridan'ın EşeğiJean Buridan, 1300’lü yıllarda yaşamış Fransız bir rahiptir. Orta Çağ’ın öne çıkan filozoflarından ve Kopernik Devrimi’nin öncülerindendir. Buridan, teoloji ve felsefenin yanı sıra fiziğe de kafa yormuş, ileride Newton tarafından birinci hareket yasasında ortaya koyulacak olan eylemsizlik kavramına doğru giden yolun ilk adımları olan “impetus” kavramını ortaya atmıştır. Hareket etmekte olan cisimlerin hareketlerini koruyan, devam ettiren bir özellikleri olduğunu ileri sürmüş ve buna “impetus” demiştir. Ama birçok insan, Buridan ismini, çok ünlü olan düşünce deneyinden dolayı duymuştur. Özgür irade konusundaki fikirleri arasında ahlaki determinizmi savunurken, eşit iyiler arasında mantıklı bir seçimin yapılamayacağını söylemiş ve bunu, önüne aynı miktarda ve aynı özelliklere sahip iki saman balyası konulan aç bir eşeğin hangisini yiyeceğine karar veremeyip açlıktan öleceği fikriyle ortaya koymuştur. İşte ünlü Buridan’ın Eşeği bu eşektir. Bu durum bazı başka kaynaklarda aç ve susuz bir eşeğin iki yanına, aynı uzaklıkta bir torba yemle bir kova su konduğunda, eşeğin hangisini önce seçeceğine karar veremeyeceği şeklinde de yer alır. Sonuçta özetle “tam olarak denk iki durumla karşılaştığında irade kördüğümü çözemez ve kararı vermek için koşulların kendiliğinden değişmesini bekler” demiştir.
Yazının devamı…

GPS Nedir ve Koşu Saatlerindeki Hatalar

GPS Nedir ve Koşu Saatlerindeki Hatalar

– Bence Garmin 405 çok hatalı ölçüyor abi, 610 çok daha iyi.
– Garmin mesafe ölçümünde kökten kötü, bence Polar kullanalım.
– iPhone’da kullandığım uygulama koşumu düdük gibi ölçüyor, oysa ben 10 km olduğunu biliyorum.

GPS uydularıBunlar size de çok tanıdık geldi, değil mi? Ben sürekli GPS destekli saatinin/telefonunun doğru ölçüm yapmadığından yakınan koşucular, bisikletçiler duyuyorum. Hepsinin çok net delilleri var. Hepsi de haklılar aslında. Ben de benzer deneyimler yaşıyorum. Özellikle yarışlar sonrasında bu konuda çok titiz oluyoruz. Organizasyonu suçluyoruz, sonucumuzu saatimize göre yeniden hesaplayıp onu doğru kabul ediyoruz veya toptan sonucu reddediyoruz. Teknoloji meraklısı olan koşucular veya bisikletçiler olayın üzerine gidip detaylı analizler ve hesaplamalar yapıyor. Bazı blog yazarları çok sayıda saatle testler gerçekleştiriyorlar. Sonuçlar birbiri ile uyumsuz olsa da tek bir noktada buluşuyorlar: GPS destekli saatler hatalı ölçüm yapıyor.
Tartışma bu kadar yaygınken ben de çözüme, çözüme değilse bile anlamaya katkıda bulunmak için bir şeyler yazmak istedim. Aslında kolumuzdaki saatleri ya da üreticilerini taşa tutmadan önce gelin isterseniz bu GPS denen şey ne ve nasıl çalışıyor, nasıl sorunlarla mücadele ediyor onu biraz inceleyelim. Teknik detaylara pek girmeyeceğim, ama az da olsa konuya giriş yapmamız şart. Bunu yaparken biraz uzun da olsa GPS konusundan bahsetmek istiyorum. Çünkü cevabımızı oradaki detaylarda bulacağız.
Yazının devamı…

Kış aylarında koşmak

Kış aylarında koşmak

karda kışta koşmak
böyle bir şey değil

Eveeet, işte o günler geldi çattı. Sonbaharda serin havalarda keyifli keyifli koşarken bir anda kendimizi kışın ortasında buluverdik. Hava sıcaklıkları sıfıra yaklaştı hatta Ankara gibi iç bölgelerde eksi sıcaklıklarda koşar olduk. Hava soğuk da olsa yağmurla veya rüzgârla işimiz çok zorlaşmıyor belki. Peki, ama kar, buz? Sabah erken koşanlar için hava daha karanlıkken sıcak yataktan ayrılıp buz gibi havaya çıkmak, akşam koşanlar için ise sıcacık eve girip kendini koltuğa atmak varken yeniden giyinip soğuk ve karanlık yollara çıkmak çok zor. İşin motivasyon kısmını bu yazı için atlayıp bu zor hava koşullarında kendimizi hastalık veya sakatlıktan koruyarak koşmaya nasıl devam edebiliriz ona bakalım.
Yazının devamı…