Kategori: Yöntem

Koşu pistinde antrenman

Koşu pistinde antrenman

ss2Son zamanlarda antrenmanlarımın çoğunu pistte yapmaya başladım. Zaten her zaman, özellikle interval ve tempo gibi görece daha teknik antrenmanlarımı pistte yapardım ama artık neredeyse hep pistteyim. Bazı arkadaşlar pistte antrenman yapmanın sıkıcı olduğunu düşünse de bana çok sıkıcı gelmiyor. Bugüne kadar pistte 32 km’den daha uzun antrenman yapmadım, ama ötesine de geçsem çok dert etmeyebilirim. Bu kadar çok pistte koşunca aklıma koşu pistleri ve pistte antrenman yapmak üzerine bir şeyler karalamak geldi. Özel bir konuya odaklanmak veya bir sistematik izlemek gibi bir amacım yok sadece bu konuda bildiklerimi, deneyimlediklerimi veya aklıma gelen her şeyi yazacağım.
Yazının devamı…

Sade interval antrenmanı – 400m tekrarları

Sade interval antrenmanı – 400m tekrarları

Kronometre

İnterval antrenmanları birçok koşucunun kafasını karıştırıyor. Özellikle hazır bir yarış programı kullanmayan veya bir antrenörle çalışmayan koşucular kendi programlarını hazırlarken interval söz konusu olduğunda zorlanıyorlar. Aslında bu çok doğal, çünkü konu gerçekten de biraz karmaşık. Başlangıç durumuna, hedefe, yarış mesafesine ve daha birçok şeye göre farklılaşan interval antrenmanları düşünmek gerekiyor.

Öte yandan amacı sadece biraz hızlanmak, 5 km veya 10 km süresini iyileştirmek isteyen yeni başlayan koşucular için en ideali 400 metre tekrarları. Hızlanma konusunda yeniyseniz, çok spesifik hedefleriniz yoksa ve interval karmaşasından uzak kalarak hızlanmak istiyorsanız 400 metreler işinize yarar. Daha önce intervaller ile ilgili uzun (ve biraz da farklı bir yaklaşımla) şu yazıyı yazmıştım, eğer okumadıysanız önce onu okumanızı öneririm. Şimdiyse Athletics Weekly sitesinde okuduğum bir makalenin özetini yazmaya çalışacağım. Hızlıca, bahsettiğim yazıyı yazarken uydurduğum kısaltmadan söz edeyim. İnterval antrenmanının dört öğesi vardır: hızlı koşulan mesafe, dinlenme süresi veya mesafesi, tekrar sayısı ve hız; akılda kalması için hepsinin başlangıcını alırsak mediteh yapıyor. Bu yazıda da mediteh çokça geçecek. Bunların yanına bir de set kavramı geliyor; tekrarları bölümlere bölerek koşarken bu bölümlerin arasında daha uzun dinlenme koyunca her bölüme set deniyor.

Not: Aşağıda verilen örnekler tamamen rastgeledir. Her koşucunun deneyimine, fitness ve sağlık durumuna özel rakamlar vardır. Kesinlikle örneklerdeki rakamları deneyerek başlamayın. Nasıl başlayacağınızı hiç kestiremiyorsanız McMillan koşu hesaplayıcısını kullanarak ve birkaç deneme yaparak belirli rakamlara ulaşabilirsiniz.

Aslında makalenin yazarının konuya girişi ilginç bir soruyla olmuş: “400 m tekrarlarını neden hep çift sayıda -6, 10 ve 12 gibi- yapıyoruz?”. Bu soruyla başlamış ama sonra interval konusunu detaylandırmış. Öncelikle uyum ve gelişim için önerilen yolu sırasıyla yazarak tariflemiş:

– Aerobik dayanıklılığı artırmak için seansın hacim ve yükünü; yani tekrar sayısını artır.
– Fitness durumunun gösterdiği ve hedefin gerektirdiği ölçüde hızı artır.
– Fitness durumunun gösterdiği ölçüde ve yarışa göre özelleşmek için dinlenmeyi azalt.
– Kaliteyi yüksek tutarken yükü artırmak için set sayısını artır.
– Ve en önemlisi hiçbir zaman bunları birbirleri ile aynı anda yapma.

Sonuçta amacımız antrenman hacmini ve yükünü artırırken dinlenmeleri azaltarak yarışa hazır hale gelmeye çalışmak. Peki bu artırmalar ve azaltmalar ne zaman yapılacak. Onu da şöyle açıklıyor: Diyelim 90 saniyelik 10 adet 400 metreyi 110 sn dinlenme ile koşarak başladınız. Bunu birkaç kez tekrar ettikten sonra son iki seans durum iyiye gittiyse bu set değiştirilir. Yani son seansta ilk 9 tekrarı 89-90 saniyede koştuktan sonra onuncuyu 85 saniyede koşabildiyseniz durum iyiye gitmiş demektir. Ya da ilk dört tanesini 89-90 saniyede koşup sonrakilerde 94-95 saniyeleri gördüyseniz artırma zamanı gelmemiş demektir. Bir başka ipucu da vücut dilidir. Dinlenme aralarında ne kadar hızlı toparlanıyorsun veya son tekrardan sonra tamamen tükendin mi? Bunları gözlemlemek önemli.

Pistte interval - Mert
Pistte interval antrenmanı (Fotoğraf: Başak Gürbüz Derman)

Periyodizasyonu da, yani yarışa kalan süre ve aradaki dönem bölümlerini, dikkate almak önemli. Periyodizasyonun başındayken tekrarları değiştirirken önce bir tane artırıp durumu gözlemlemek gerek. Sorun yoksa yani hız düşmüyor, toparlanmalar normal ve sonlara doğru koşu formu çok bozulmuyorsa bir sonraki antrenmanda bir tane daha ekle. Son eklenen tekrar zor geldiyse eklemeyi durdur sonraki antrenmanlarda durumu gözle. Diyelim yukarıdaki ilk örneği mayıs ayında, hazırlık döneminde yaptınız ve tepe noktanız için temmuzu düşünüyorsunuz. Haziranda 87-88 saniyelik 11-12 adet 400 metre 100 saniye dinlenmelerle koşulabilir. Temmuz geldiğinde 84-85 saniyelik 8-9 adet 400 metreyi 85 saniye dinlenmelerle koşmayı planla.

Dinlenmede azaltma, sadece önceki antrenmanlardaki dinlenmelerde çabuk toparlanıldıysa yapılır. Bunun için vücut dili çok şey anlatabilir, ama nabzı kullanmak çok daha akıllıcadır. Örneğin, hızlı bölümlerin sonunda 180 bpm’den sonra ikinci sete başlarken nabız 130 bpm’den düşükse süper, ama 150 bpm’den yüksekse durum iyi değil demektir.

Yükü daha da fazla artırmak ve artan yükü daha kolay taşımak için seansı setlere bölmek çok iyi fikir olabilir. Örneğin 5 tane 87 saniyelik 400 metreyi 100 saniye dinlenmelerle 2 set ya da 4 tane 87 saniyelik 400 metreyi 100 saniye dinlenmelerle 3 set koşup setlerin arasında 5 dakika dinlenmek gibi.

Belki çok özet oldu, ama başında da değindiğim gibi bunu tamamen 400 metre tekrarları kullanarak işi karmaşıklaştırmadan hızlanmaya başlamak için kullanılabilecek bilgiler özeti gibi düşünün lütfen. 400 metre tekrarları için kesinlikle bir koşu pistine gitmenizi öneririm. En içteki kulvar tam 400 metredir ve tartan zemin böyle zorlayıcı antrenmanlarda yıpranmanızı önleyecektir. Ve özellikle interval gibi çok zorlayıcı antrenmanlara girişmeden önce şu uyarımı yeniden anımsatmama izin verin.

Herkese iyi antrenmanlar.

Maraton Hedefi Belirleme ve Sonuç Tahmini

Maraton Hedefi Belirleme ve Sonuç Tahmini

Runtalya 2013'de hesaplar
Runtalya 2013’de hesaplar

Ironman Kopenhag ardından biraz dinlendikten sonra maraton hazırlığına başlama vakti gelmişti. Aklımda geçen seneden beri bir hedef vardı, 3 saatin altında bir maraton koşabilmek. Running For Fitness sitesini açtım, “calculations” bölümünden, “race paces” menüsüne oradan da “race predictor” ekranına ulaştım. Mesafe olarak maratonu seçtim ve 2:58:00 değerini girdim. Yaşımı seçip hesaplamayı tamamladım. 5K için 18:36, 10K için 38:42, 15K için 59:17 ve yarı maraton için 1:25:04 değerlerini gördüm, bir yere kaydettim. Demek ki hazırlık yolunun bir yerlerinde bu dereceleri yapabilirsem kafamdaki maratonu koşabilecektim. Ama bir dakika, bu yaklaşımda bir hata yok mu? Bu ve benzeri siteler aslında yakın zamanda koştuğunuz bir dereceden yola çıkarak diğer yarışlar için olası hedefleri belirlemek için kullanılıyorken ben tam tersini yaptım. Bunun nedenlerine yazının sonunda değineceğim. Ondan önce biraz yarış hedefi belirlemek ve yarış sonucu tahminleri yapmakla ilgili biraz konuşalım.
Yazının devamı…

Triatlon Federasyonu Yarışlarını Atlatma Kılavuzu

Triatlon Federasyonu Yarışlarını Atlatma Kılavuzu

Bir sezon bitti. Bu yıl içinde triatlona merak salan, cesaret eden birçok insan duydum. Bu sporcular muhtemelen 2015 sezonunda federasyon yarışlarına katılarak triatlon dünyasına adım atacaklar. Türkiye’de federasyonun düzenlediği triatlon yarışlarında eksikler vardır ve sorunlar yaşanmaktadır. Bu yarışlara ilk defa katılacaklar için deneyimlerden oluşturulmuş bir kılavuz hazırlamak istedim. Aklıma geldikçe veya sizlerden gelenlerle güncellemeye çalışacağım.
Yarışa kayıt

  • Çevrimiçi (online) kayıt sistem vardır ama her seferinde bir sürü detayı sizin girmeniz beklenir. Kaç defa kaydolduğunuzun bir önemi yok. Geçmiş verileri kullanamıyorlar.
  • Kayıt formu kafanızı karıştırabilir. Dert etmeyin sorun sizde değil, formda. Sakince elinizden geleni yapmaya çalışın.
  • Yanlış bir kategori seçmek yasak. Hata yaparsanız değiştirmek mümkün değil. Hatta yarış toplantısı öncesi kayıt onayı sırasında çok ciddi azar işitmeye hazır olun.

Yazının devamı…

Sporda En İyi Noktaya Gelmek

Sporda En İyi Noktaya Gelmek

MotivasyonBir gün bir partide birisi, ünlü triatlon koçu Joe Friel‘e “sizi koç olarak tutmak isteyen sporcuda ne ararsınız, yani başarılı olabilecek sporcuyu nasıl tanırsınız?” diye sormuş. O da sporda en iyi noktaya (yazısında “excellence” kullanmış, tam karşılığı mükemmellik ama sanki her sporcu için en iyi noktayı kastediyor gibi algıladım) ulaşabilecek sporcuyu kestirmek için sırasıyla aşağıdaki göstergelerin kullanılabileceğini anlatmış.
[Kendi ağzından]
Motivasyon: Bu diğerlerinin toplamından bile daha önemlidir. Eğer sporcu motive değilse en iyi noktaya gelmesi neredeyse imkânsızdır. Aslında, motivasyon yoksa diğer göstergeler zaten yoktur. Ama motivasyondan söz ederken hedefleri ağzına pelesenk etmekten daha fazlasını kastediyorum.
Yazının devamı…

2013 özeti ve 2014′e bakış

2013 özeti ve 2014′e bakış

Eğirdir'de yüzerken
Eğirdir’de yüzerken

2013’ün son birkaç haftası ve 2014’ün ilk haftası benim açımdan biraz fazla yoğun geçti. Bu nedenle yılın değerlendirmesi ve yeni yılın planları ile ilgili yazı biraz gecikti ne yazık ki. Geç olsun güç olmasın diyerek ilk fırsatta kısa da olsa bir şeyler yazmaya koyuldum.

2013 nasıl geçti?

Geçen yılla ilgili dikkat çekici konuları başlıklar halinde kısa kısa ele almaya çalışayım.
Yazının devamı…

Yeni Sezon Planı

Yeni Sezon Planı

KMD Ironman Copenhagen logoEn son, tarihten beklenmeyecek denli sıcak bir Antalya öğleninde ilk yarı demir adam mesafesi yarışımı tamamladığımdan bahsetmiş sonra da ortadan kaybolmuştum değil mi? Çünkü o tarih benim için sezonun bitişini müjdelemişti. Sonrasında birçok arkadaş hızla, yeni adıyla, İstanbul Maratonu için konsantre olmaya başlamıştı ama ben dinlenmeye çekildim. İstanbul Maratonu’nda ben yoktum ama o maratonu koşan iki arkadaşımın yarış hakkındaki yazısını okuyabilirsiniz. Yaz ayları boyunca zamanımı, kafamı ve bedenimi antrenmanlara adamış olduğumdan bir miktar geri adım atmam gerektiğini düşündüm. Bir süre dinlendim, işlerime döndüm, ötelediğim sorumluluklarımı yerine getirdim ve toparlandım. Sonrasında da yeni sezon için düşünmeye ve plan yapmaya koyuldum. İşte şimdi biraz bunlardan bahsedeceğim.
Yazının devamı…

Evde Etkili Bisiklet Antrenmanı

Evde Etkili Bisiklet Antrenmanı

trainerroad logoEveeet, kabullenmeye hazır mıyız? Kış geliyor. Ekim ayının başı itibariyle hızla soğuyan hava yeniden biraz ısınacak belki ama haziran veya temmuz aylarındaki gibi olmayacak. Peki, bu ne demek? Dışarıda yapılan bisiklet antrenmanları gerçekten zorlaşacak. Özellikle Ankara gibi şehirlerde hafta içi sabah işe gitmeden önce bisiklet antrenmanı yapmak artık neredeyse imkânsız. Saat 6:00-6:30 civarı sıcaklık 3-4 derecenin üstüne çıkmıyor. Çözüm; evde trainer. Tamam, trainer güzel bir icat ama ilerlemeyen bir bisikletin üzerinde oturup pedal çevirmek zaten sıkıcıyken bir de coğrafi değişimler olmadığından antrenmanı tek düze yapmak var. Zamanı temel alıp, hız kadans sensörü varsa saat desteğiyle kadans izleyip, viteslerle oynayarak çalışmalara biraz renk katmak mümkün ama tam anlamıyla olmuyor. Bu yazıda bu konuya bulduğum bir çözümün detaylarından bahsedeceğim.
Yazının devamı…

İnterval Antrenmanı Öğrenen Kaplumbağa

İnterval Antrenmanı Öğrenen Kaplumbağa

Aşil ile kaplumbağaElea Okulu’nun en önemli filozofları arasında yer alan Elealı Zenon veya Zeno, Parmenides’in izleyicisi olan antik Yunan filozofudur. M.Ö. 490-430 yılları arasında yaşadığı söylense de doğum ve ölüm tarihi kesin değildir. Ortaya koyduğu önermeler, felsefe tarihinin en önemli paradoksları arasında yer alır. Bunlardan en ünlüsü de Aşil paradoksudur (paradoksun detay için sayfanın en altına göz atabilirsiniz). Bu paradoks ve paradoksun karakterleri tarih boyunca hep ilgi çekmiştir. Paradoksun konusu, hızın sembolü bir kahraman olan Aşil ile yavaşlığın sembolü olan kaplumbağa arasındaki koşu yarışıdır. Gelin bu hayali yarışın hayali tarafları arasındaki bir diyaloğa kulak misafiri olalım.
Kaplumbağa: Ya Aşil, ikimiz de uzun süredir koşuyoruz. Bilirsin oldukça dayanıklılık kazandım. Artık 5, 10 veya 21 km koşabiliyorum durmadan. Hatta neredeyse sana yarış bile teklif edeceğim ama aklıma takılan bir şey var. Haftada 4, hatta 5 gün koşu antrenmanı yapıyorum. Bazen bisiklet veya yüzme de ekliyorum. Ne kadar koşarsam koşayım, haftalık kilometremi ne kadar artırırsam artırayım hızlanamıyorum. Bana bu konuda ne söyleyebilirsin?
Aşil: Hızlı koşmadan hızlı koşamazsın…
Yazının devamı…

Garmin Yazılım Güncellemesi

Garmin Yazılım Güncellemesi

GarminBirkaç yazımda Garmin saatlerin yazılım (firmware) güncellemelerinden söz etmiş, takip edip almanın faydalı olabileceğine değinmiştim. Ancak fark ettim ki nasıl yapıldığından hiç söz etmemişim. Aslında çok karmaşık bir işlem değil ama bu tip konulara ilgisi olmayan veya araştıracak zamanı olmayanlar için burada kısaca anlatmanın iyi olacağını düşündüm.
Yazının devamı…