Etiket: medya

Ayarı Kaçanlar Söyleşi

Ayarı Kaçanlar Söyleşi

Ekim 2020’de burada duyurmuştum; Can Özbek ile birlikte yeni bir podcast serisine başlamıştık. Ayarı Kaçanlar Podcast 22 bölüme ulaştı bile. Şimdiye kadar epey farklı konuları ele aldığımız 18 bölüm, 2 konuklu bölüm, bir tanıtım bölümü ve bir de sadece o dönemin haberlerini ele aldığımız haberler bölümü kaydedip yayınladık. Siz de dinlemek isterseniz herhangi bir podcast uygulamasında arayıp bularak ya da Spotify üzerinden dinleyebilirsiniz.

Blogun takipçileri anımsayacaktır daha önce Açık Radyo’da Muzaffer Çorlu’nun Bisiklet Zinciri isimli programında konuk olmuştum. Geçtiğimiz hafta sevgili Muzaffer Çorlu beni ve Can’ı Ayarı Kaçanlar olarak söyleşiye davet etti. Uzun bir sohbet gerçekleştirdik.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Instagram Söyleşi

Instagram Söyleşi

Limit Sensin ekibi Instagram hesaplarını bir haftalığına limitsiz hayatlar yaşayan kişilere bırakıyor. 28 Aralık 2020 – 03 Ocak 2021 haftasında da hesaplarını Alper Dalkılıç’a (@alperdalkilicultra ) devretmişlerdi. Alper o hafta boyunca Limit Sensin hesabının canlı yayın ve hikaye kısmını yönetti.

Alper de sağ olsun bir akşam hesabın canlı yayınında benimle söyleşi yapmayı teklif etti. 3 Ocak pazar akşamı canlı yayında Alper ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Özellikle Can’la birlikte yeni başladığımız Ayarı Kaçanlar podcasti üzerine, genel olarak da benim koşu geçmişim ve deneyimlerim hakkında konuştuk. Canlı yayına katılan 100-150 kişi oldu ve sağ olsunlar yayını ve sohbeti çok keyifli kıldılar. Ne yazık ki canlı yayın sırasında yazılan yorumlar IGTV’de görülemiyor ama yayının tamamını aşağıda izleyebilirsiniz. (Göremiyorsanız şu bağlantıdan izleyebilirsiniz.)

Yazının devamı… Yazının devamı…

Bisiklet Zinciri – Açık Radyo

Bisiklet Zinciri – Açık Radyo

Açık Radyo, gerçekten dolu dolu bir radyo. İnsanların radyoya olan ilgisinin giderek azaldığı şu zamanlarda radyo dinlemeyi, kaliteli ve çeşitli içeriğe radyo aracılığı ile ulaşmayı seçen insanlar için önemli bir işlevi yerine getiriyor. Daha önce Koşturmaca Podcast olarak Ilgaz Kuruyacızı ile birlikte Alper Dalkılıç ve Elena Polyakova’nın Yeter Ki İste programına canlı olarak katılmış, koşu üzerine güzel bir sohbet yapmıştık.

Geçtiğimiz hafta da sevgili arkadaşım Muzaffer Çorlu (@muzaffercorlu) beni kendi programı olan Bisiklet Zinciri‘ne davet etti. Uzun mesafe koşusuna farklı yönlerden baktığımız hoş bir sohbet oldu. 11 Mayıs 2020 Pazartesi günü saat 11:00’de yayınlanan programı tanıtırken Muzaffer şöyle yazmış:

Yarin 11.00’de @acikradyo’da, iki kere spartatlon kosmus (2 x 246 km) dayaniklilik sporlari felsefesini bedensellestirmis Mert Derman @spinodal ile dayaniklilik sporlari, fesefesi, bagimliligi ve dahasini konustuk, bekleriz.

Programın yayınlanmış halini Açık Radyo arşivinden erişebilirsiniz. Ben de bir versiyonunu aşağıda paylaşıyorum. Umarım kaçıranlar buradan dinleyebilir ve bizim sohbetten aldığımız kadar keyif alır.

Herkese iyi antrenmanlar.

Açık Radyo – Bisiklet Zinciri – 11 Mayıs 2020

Video Söyleşi

Video Söyleşi


Erman Üsküdarlı
 gençlere ulaştırmak için alanında uzman olmuş ya da alanları dışında tutkularının peşinden giderek çevresindekilere ilham veren kişilerle söyleşiler yapıyor. Beni de böyle görmesi ve söyleşi yapması gurur verici. Videoda konuşmak benim için zor olacak diye düşünmüştüm ama söyleşi çok hoş ilerledi ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Kanalındaki diğer videolar da ilginizi çekebilir: http://youtube.com/c/ermanuskudarli

İki Kere Spartathlon (246 km) Yarışını Tamamlayan Ultramaratoncu Mert Derman İle Söyleşi
Running Through My Mind

Running Through My Mind

İnsanın çevresinde yaratıcı, üretken ve zevkli birilerinin olması güzel. Onların çalışmalarının bir parçası hatta bazen odak noktası olmak keyif verici. Ortaya çıkan ürünler insanı mutlu ediyor.

diye yazmıştım Blue Moon Runner videosunu paylaşırken. Bugün yine o mutlu eden ürünlerin birinden söz edeceğim.
Eşim Başak, yoğun koşu antrenmanlarıyla geçen son dönemde, yanımda olduğu zamanlarda bazı kayıtlar yapmıştı. Hem gerçekten sürekli koştuğum hem de aklımda uzun koşmak konusunun olduğu bir dönemin sonunda ortaya böyle bir şey çıkartmış olması tam yerinde oldu. “Running Through My Mind“, hem aklıma takıldı, sürekli düşünüyorum anlamıyla sürekli zihnimde koşu konusunun dönüp dolaştığı, hem de uzun mesafe koşusunun aslında zihinsel bir süreç olduğuna gönderme oluşuyla bu dönemin detayını çok güzel ortaya koyan bir klip. Öte yandan Başak, stoner rock ve psychedelic blues’un uzun koşuları çağrıştırdığını söyler hep. Bu ikisi gerçekten de bu videoda çok uyumlu görünüyor.
Ben ortaya çıkan klibi çok sevdim, bakalım siz nasıl bulacaksınız?

İmkansıza Adım Atmak

İmkansıza Adım Atmak

tedx youth logoTED konuşmalarını duymayan yoktur herhalde. 15-20 dakikalık ilham verici, çarpıcı bilgilerin paylaşıldığı konuşmaları hepimiz internet aracılığıyla izleyebiliyoruz. TED toplantıları çok az sayıda yapılıyor ve konuşmacılarını çok özenle seçiyorlar. Konuşmaların içeriğine ve sunuma çok önem veriyorlar ve sıkı kuralları var. Bu etkinlikler dünyada çok az sayıda düzenleniyor ve izleyici olarak katılmak bile gerçekten çok zor. İnsanların bu yaklaşıma çok ilgi duyduğunu gördüklerinden kendi kurallarına uymak koşuşuyla ve bir lisans vererek TedX adı altında bağımsız organizasyonlar düzenlenmesine de izin vermişler. Bu tip organizasyonların sayısı hızla artıyor. Türkiye’de de çok sayıda düzenlenmeye başladığını görüyoruz TedX etkinliklerinin.
Bir halka daha genişleterek TedxWomen ve TedXYouth gibi daha küçük gruplara da etkinlik şablonları üretmişler. Bilkent Lisesi öğrencileri de birkaç yıldır TEDxYouth@BLIS adı altında bir TedXYouth etkinliği düzenliyorlar. Öğretmenlerinin kılavuzluğunda tüm organizasyonu öğrenciler yapıyor. TEDxYouth@BLIS, bu yıl da 25 Şubat’ta düzenlendi. Organizasyondaki öğrenciler benden de bir konuşma yapmamı istediler. Çarşamba günü akşam 15 dakikalığına sahnelerini bana ayırdılar. Koşmak ve dayanıklılık sporları hakkında bilgi vermeyi ve az da olsa kafa karıştırmayı, sorgulatmayı hedefleyen bir konuşma hazırladım. Umarım hedefine ulaşmıştır.
Konuşmanın metnini burada da paylaşırsam belki daha fazla insana ulaşabilir diye düşündüm. Konuşma tam olarak böyle olmadı belki ama hazırlanırken üzerinde çalıştığım halini aşağıda paylaşıyorum.
Yazının devamı …

Blue Moon Runner

Blue Moon Runner

İnsanın çevresinde yaratıcı, üretken ve zevkli birilerinin olması güzel. Onların çalışmalarının bir parçası hatta bazen odak noktası olmak keyif verici. Ortaya çıkan ürünler insanı mutlu ediyor. Beni bir şekilde tanıyanlar biliyorlardır, eşim fotoğrafçı. İster istemez bazen onun çalışmalarında yer alıyorum. Arkadaşlarım, koşarken çekilmiş veya portre fotoğraflarımı gördüklerinde “şanslısın” diyorlar. Gerçekten de şanslıyım, birçok güzel fotoğrafım birikti.
Eşim ve arkadaşımız Barış, fotoğrafın yanı sıra video çalışmalarına da başladılar. İlk çalışmalarından biri için de beni odak seçtiler. Koştuğum güzel yerlere gelip beni izlediler ve kaydettiler. Öncesinde yazılı olmayan bir planla, doğaçlama kayıtlarla başlayan süreç başarılı bir düzenleme çalışması sonucunda nefis bir videoya dönüştü. Böyle bir eserin içinde olmak mutluluk verici. Her ne kadar şarkının sözleri “I’m so tired of being alone” (yalnız olmaktan öylesine yoruldum ki) cümlesiyle başlıyorsa da kullanılan müzik ve görüntüler koşarken hissettiklerimle oldukça uyumlu. Ben koşarken yalnız başına kalmaktan hiç sıkılmayacağım sanırım.


Büyük ve yüksek çözünürlüklü hali için vimeodaki sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Başak’a ve Barış‘a kucak dolusu teşekkürler. Umarım siz de benim kadar beğenirsiniz videoyu.

Koşarken Öğrendiklerim Söyleşisi Gerçekleşti

Koşarken Öğrendiklerim Söyleşisi Gerçekleşti

Koşarken ÖğrendiklerimDaha önce sözünü ettiğim söyleyişiyi, 6 Ekim 2012 Cumartesi günü saat 14:00’de Mülkiyeliler Birliği Seminer Salonu’nda gerçekleştirdik. Aslında salon böyle bir sunum için çok uygun olmasa da bence başarılı geçti. Şehrin en kalabalık sokaklarının köşesinde, tam da bir gösterinin yapıldığı yerde, çok aydınlık ve geniş bir mekândı salon. Gider gitmez sunum için hazırlık yapmaya başladım. Masa ve sandalyeleri düzeltme, perdeyi hazırlama, sunum cihazını çalıştırma gibi işlerin zaman alacağını bildiğimden biraz erken gitmiştim. Hazırlıkları tamamlayıp saat 14:00’dü beklemeye başladık. İzlemeye geleceklerin sayısı konusunda bir beklentim yoktu, 10-15 kişi gelse çok iyi diye düşünmüştüm. Söyleşi saati geldiğinde salonda 20 kişi civarında dinleyici olmuştu.
Yazının devamı…