Etiket: inceleme

Asics DS Trainer 19

Asics DS Trainer 19

Asics DS Trainer 19Mart başında Antalya’da maraton koştum. Genelde yarışa iki ay kala hangi ayakkabıyla koşacağım aklıma takılmaya başlar. Koştuğum son birkaç maratonda oldukça minimalist, 0 veya 4 mm topuk farkı olan ve neredeyse desteksiz ayakkabılar kullanmıştım. 2014 sonu ve 2015 başında yoğun interval ve tempo antrenmanları yaptığım dönemde sol topuğumun iç kısmında ve aşilde ufak ağrılar oluşmaya başlamıştı. İnce tabanlı ve düşük topuk farklı ayakkabılarla bu kadar çok hız antrenmanı yapmamla alakası olduğundan endişelenmeye başladım ve hem hazırlık aşamasında hem de yarışta farklı bir ayakkabı denemeye karar verdim. Daha önce de kısaca değindiğim gibi Asics Türkiye takımının bir üyesi olarak Asics modellerini kullandığımdan hemen modeller arasında gezinip nasıl bir ayakkabıyla koşmam gerektiğini araştırdım. Aradığım ayakkabı, minimalist ayakkabıları tercih etmemin en büyük nedeni olan hafiflik özelliğine sahip olmalıydı. Aynı zamanda çok rahat olmalı, ayağımı çok kısıtlamamalı ve topuk farkı abartılı olmamalıydı. Tabii bunun yanı sıra tabanı -özellikle topukta- daha iyi yastıklamalı ve topuğu az da olsa kavramalıydı. Modeller arasında kısaca bakınmak bile seçim yapmama yetti. DS Trainer 19 (DST 19) tam da aradığım ayakkabı gibi görünüyordu.
Yazının devamı …

Asics DS Racer 10

Asics DS Racer 10

Asics Ds Racer 10Bir önceki incelemede Asics modellerini denemeye başladığımdan söz etmiştim. Bu sefer söz edeceğim ayakkabı Asics DS Racer 10. Bu on rakamını görünce ilk akla gelen, modelin onuncu versiyonu olup olmadığı. Çok net bilmiyorum ama sanırım öyle. Bizim için önemli olan bu son versiyon ama eğer model bu kadar uzun bir yol kat ettiyse oldukça iyi bir noktaya ulaşmış olmalı. DS Racer 10 (Dsr) adından da anlaşılacağı üzere bir yarış ayakkabısı. Yani uzun mesafe yol yarışları için tasarlanmış hafif ama görece az dayanıklı ayakkabı ailesinden. Her ne kadar “uzun mesafe yol yarışları” dense de bu tip ayakkabılar genellikle amatör koşuculara “10 kilometreden uzun giymeyin” uyarısı ile satılır. Bu bence Dsr için de geçerli. Aşağıda bu ve benzer Dsr deneyimlerimi çok uzatmadan yazmaya çalıştım.
Yazının devamı…

Asics Excel 33

Asics Excel 33

Asics Excel 33 v3Asics markası ile tanışıklığım çok eskilere dayanıyor. Ortaokul ve lise yıllarında voleybol oynarken hayalimizdeki ayakkabı markasıydı. O dönemlerin en gözde voleybol ayakkabısı Asics Tigerdı. Bizim için ulaşılmaz olduğundan sahtesini yani Tayger markalı ayakkabıları giyiyorduk. Görüntüsü bile yetiyordu anlayacağınız. Sonrasında uzun yıllar spordan uzak kaldığımdan Asics markasının o yılları hakkında hiç bilgim yok. Koşmaya başladıktan ve koşu ayakkabılarına ilgim arttıktan sonra da çok yakınlaşamadığım bir marka oldu. Bunun nedeni benim ayakkabı tercihim olan minimalist modellere sahip olmamamasıydı. Uzun süre direnmesine karşın Asics de bu akıma yakınlaşmak durumunda kaldı. “Natural 33” adıyla bir seri tasarlayarak daha minimal koşu ayakkabıları üretmeye başladılar. Ben de bu seriden bir ayakkabı denemeye ve deneyimlerimi yazmaya karar verdim. Aşağıda Asics Excel 33 (modelin 3 versiyonu var, burada sözü edilen v3) hakkındaki görüşlerimi okuyabilirsiniz.

Yazının devamı…

On Cloudsurfer

On Cloudsurfer

CloudsurferAyakkabı üreticileri sürekli bir arayış içinde. Koşucuları rahat ettirmek, sakatlıkları engellemek ve tabii pastadan daha fazla pay almak için ayakkabı tasarımları sürekli değişiyor. Bu değişimlerden bazıları normal kulvar diyebileceğimiz akışın çok dışında olabiliyor. Adidas’ın ayakkabı tabanına koyduğu motor oldukça uç bir örnek. O kadar uç olmasa da bazen koşucuya destek olmak adına yapılan değişiklikler denemekten korkutacak kadar farklı görünümlere neden olabiliyor. Bunların son örneği İsviçre’de ortaya çıkan yeni bir ayakkabı firmasından geldi. “On” adıyla piyasaya sürülen ayakkabı markasının modelleri eminim ilk görüşte herkesi biraz düşündürmüştür. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de bir şirket markanın distribütörlüğünü alıp ürünü Türkiye’de satmaya başladığında “ben de dener miyim” diye düşünmüştüm. Şirketin yetkililerinden olan Erol bey bir çiftini denemek ister miyim diye sorduğunda açıkçası epey kararsız kaldım. Bu konulara olan merakımı yenemediğimden bu teklifi kabul ettim.
Yazının devamı …

Salomon RX S-Lab 3.0

Salomon RX S-Lab 3.0

Salomon RX S-Lab 3.0Koşucular olarak en çok önem verdiğimiz malzememiz ayakkabımızdır. Antrenman yaparken veya yarışta sadece ayak tabanımızı zeminin zararlarından korumakla kalmıyor, sağladığı yastıklama, kontrol veya desteklerle tüm ayak ve hatta bacak sağlımıza etkisi oluyor. Bu nedenle hem koşu ayakkabısı sektörü çok geniş ve çeşitli hem de bu konuda yazılanların sonu gelmek bilmiyor. Ben de bu konuda çok sayıda yazı yazdım. Ama yazılanlar, konuşulanlar hep sporu yaparken kullandığımız ayakkabılar ile ilgili. Peki, uzun ve yorucu antrenmanlar veya yarış sonrasında kullanılmak üzere dinlendirici modeller bu kalabalığın içinde sesini duyurabilir mi? Duyursa bile ne kadar ilgi çeker? Son dönemde, Salomon, bu tarzda bir modelini koşuculara ulaştırmaya çalışınca bu soruların cevaplarını da yavaş yavaş almaya başlıyor gibiyiz. Evet, Salomon, bu sporu yaparken değil, yaptıktan sonra kullanmamız için dinlendirci bir model üretiyor, RX S-Lab. Ben de son zamanlarda bu ayakkabıyı deneme fırsatı buldum. Gelin size biraz bahsedeyim.
Yazının devamı…

Salomon Sense Mantra İncelemesi

Salomon Sense Mantra İncelemesi

salomon sense mantraYeni yıla girdik, yavaş yavaş yeni sezon başlıyor. Benim listemde öncelikle Geyik Koşularının ilk yarışı var. Yani, esaslı bir patika koşusu, zorlu zemin ve parkurdan söz ediyoruz. Öncesinde, paralelinde veya hemen ardından Team Kronos’un Aydos Patika Yarışları serisi ve Team Ultra Trail Runner’ın Çekmeköy’deki uzun patika yarışları var. Sonra, Nisan ayında bence ülkenin en güzel ultra maratonu var. O da hem çok güzel bir parkurda hem de her türlü aksiliğe, sıkıntıya açık zeminde koşuluyor. Eminim bu yarışları (hepsini veya bir kısmını) gözüne kestiren koşucular yeni sezonda hangi patika ayakkabısını kullanacaklarını düşünmeye çoktan başlamışlardır. Ben de bazılarında olacağım için yeni bir şeyler mi baksam diye düşünürken sevgili Emre aracılığı ile Salomon Türkiye’den denemem için bir çift çok yakışıklı Sense Mantra geldi. Bir süredir değişik zeminlerde denediğim bu ayakkabıdan biraz söz etmek istiyorum ki patika ayakkabısı bakınanlar için bir alternatif olsun.
Yazının devamı…

Garmin Forerunner 620 ve 220

Garmin Forerunner 620 ve 220

Garmin Forefunner 620 ve 220Garmin saat almayı planlıyor ve hangisini alsam diye düşünüyorsanız biraz bekleyin. Bugün Garmin iki yeni model duyurdu; FR 620 ve FR 220. Model numaralarına bakınca hemen bu blogda da incelemelerini yayınladığım iki modelin devamı oldukları anlaşılıyor; sırasıyla FR 610 ve FR 210. Ancak bu iki yeni model ile Garmin, çok farklı, yeni yaklaşımları masaya taşıyor. Henüz saatler satışa çıkmadı, zaten çıksa bile ülkemize gelmesi zaman alabilir. Dolayısıyla ben de henüz görüp deneyemedim ama yenilikleri çok dikkat çekici olduğundan hızla burada paylaşmak istedim.
Yazının devamı…

Saucony Virrata İncelemesi

Saucony Virrata İncelemesi

Saucony VirrataAğır, kalın tabanlı ve topuk farkı çok fazla olan ayakkabılardansa daha hafif, esnek ve topuk farkı düşük ayakkabıları tercih ediyorum. Daha önceki ayakkabı incelemelerimi ve ayakkabılar üzerine yazdığım birkaç yazıyı okuyanlar bu eğilimimi fark etmişlerdir. Saucony’nin bu kategorideki en çok satan model serisi olan Kinvara‘yı epey kullandım. İçinde yarı ve tam maraton koştum. Üçüncü nesli ile bir de triatlon koşu bölümü tamamladım. Kinvara benim koşu tarzıma ve ayak yapıma çok uygun. Bir inceleme yazısında da onun kuzeni hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Yazının devamı…

Saucony Kinvara 3 İncelemesi

Saucony Kinvara 3 İncelemesi

Kinvara 3Kendime yeni koşu ayakkabıları almak için Avrasya Maratonu’nun geçmesini beklemiştim. 2013 yılında koşulacak Geyik Koşuları‘na ve İznik Ultra‘ya katılacağım için muhakkak bir patika ayakkabısı edinmem gerekiyordu. Ayrıca patika dışı kullandığım tüm ayakkabılarım da belirli bir kilometreye ulaştığından bir de asfalt ve piste yönelik bir ayakkabı almayı planlamıştım. İkisini birden almak için aralık ayında, sonradan Outrunner mağazasını açan Selçuk’un önceki mağazasına gittim. Aldığım patika ayakkabısı ile ilgili bir yazı da yazacağım ama bu yazının konusu o gün aldığım ve 2-3 aydır kullandığım Kinvara 3. Hazır Kinvara 4’ün de mayıs başında piyasaya çıkacağı duyurulmuşken çok geç kalmadan bu incelemeyi yayınlamam gerek.
Yazının devamı…

New Balance Minimus Trail 10

New Balance Minimus Trail 10

New Balance Minimus Trail 10Eylül ayında Ankara’da Eymir Gölü çevresinde koşulan yarı maratonda tempo ekibinde yer almıştım. Yarışın ana sponsoru olan New Balance Türkiye, tempo ekibinde yer alanların ayakkabı olarak diledikleri bir modeli seçebileceklerini söylediğinde uzun süredir aklımda olan iki ayakkabıyı denemek üzere en yakın New Balance mağazasının yolunu tuttum. Biri 890 V2 diğeri ise Minimus Trail 10 idi. 890 V2 daha konvansiyonel bir kategoride, tam bir geçiş ayakkabısı olarak nitelendirilemese de 8mm topuk farkı ve hafifliği ile diğer modellerin dışında duruyordu. Ama ben daha uç bir kategorinin parçası olan Minimus Trail 10’u tercih ettim. Aslında bu tercihi çok da çabuk yapamadım. Bunun nedeni aslında MT10’un özünde bir patika (trail) ayakkabısı olması benimse daha çok yolda ve pistte koşuyor olmamdı. Düşünürken, geçmişte bu ayakkabı hakkında deneyimlerini paylaşanların yolda da kullanışlı olduğu yönündeki yazdıkları aklıma geldi ve kararımı verdim. Ayakkabıyı eylül ayından beri kullanıp da bu yazıyı bu kadar geç yazmamın nedeni ise MT10’u henüz geçen hafta ilk kez patikada denemiş olmam. Aslen bir patika ayakkabısı olan MT10 incelemesi yazıp da hiç patikada deneyimlememek yanlış olurdu.
Yazının devamı…