Kategori: Günlük

Tadımlık Backyard Ultra

Tadımlık Backyard Ultra

Uzun mesafeler koşmaya çalışıyor, bu alanda olup biteni takip ediyorsanız ve sosyal medyadan tamamen soyutlanmış değilseniz kesinlikle duymuşsunuzdur, son zamanlarda epeyce konuşulan bir yarış formatı var. Adı Backyard Ultra. Biz Ayarı Kaçanlar‘da hem bu yarışın formatından hem de fikri bir yarışa dönüştüren kişiden uzun uzadıya söz ettiğimiz bir bölüm yapmıştık. Ayrıca Türkiye’de de 3 yıldır bu formatta koşulan bir yarış var; o yarışı iki defa kazanan ve ülke rekorunu elinde bulunduran Gürhan Akdağ ile de başka bir bölümümüzde sohbet etmiştik. Ben bu yazıda formattan kısaca bahsedeceğim ama yazının ana konusu benim bu alandaki bir denemem olduğundan formatın detaylarını öğrenmek isterseniz Ayarı Kaçanlar’ın 31. ve 60. bölümlerini tavsiye ederim. Şimdi gelelim benim denememe.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Ramathon 2023

Ramathon 2023

En son yarı maratonumu 2017 martında Antalya’da koşmuşum. Koşmuşum diyorum çünkü unutmuştum, açıp bakmak zorunda kaldım. Tabii ki yarı maraton mesafesi değil kastettiğim. Bir yarış olarak yarı maraton mesafesini koşup, o an için yapabildiğim en iyi süreyi yapmaktan söz ediyorum. Yoksa 21 gün üst üste koşmuşluğum da var bu mesafeyi. Hazır buna değinmişken şunu da söyleyeyim; bence, bana göre ve o zamanki durumuma göre ayarı kaçıklık olan denemelerimi bir menü başlığı altında topladım; yukarıda “Tüm Yazılar” ana menüsünden ulaşılabiliyor. Her neyse işte o son yarı maratonumda zaten kişisel en iyi derecemi koşmuştum. Özellikle 85 dakikanın altı için antrenman yapmış, 9 saniye uzağında kalmış 1:25:09 koşmuştum. Ondan sonra koşu hayatım hep ultralara doğru aktı gitti. Ama geçenlerde yeni taşındığım kentte bir yarı maraton koştum, ondan bahsetmek istedim.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Düşük Nabız Antrenmanları

Düşük Nabız Antrenmanları

Mayıs ayı boyunca tüm koşularımı 130 bpm nabzın altında yaptım. Yeni koşu rotalarımda yükseklik kazanımları olsa da bunu sürdürmek için çabaladım. Birkaç gün önce bu süreci sonlandırdım. Şimdi saatimde nabız alarmı olmadan koşuyorum. Bu yazıda neden böyle bir şey yaptığımı, gözlemlerimi ve sonuçlarını paylaşmak istiyorum. Bu blogu, benim için bir günce olması için tutuyorum. İkincil amacım ise deneyimlerimi paylaşarak benzer durumdaki insanlarla bilgi paylaşmak, bazen de onlara motivasyon sağlayabilmek. Bu bahsettiğim süreç, nedenleri ve sonuçlarıyla burada yazılı olmalı ki her iki amaca da hizmet edebilsin. Elimden geldiğince jenerik tutmaya çalışacağım ama bana özel çok şey barındırıyor olabileceğini unutmamak gerek.

Yazının devamı… Yazının devamı…

2 Mayıs – 29 Mayıs 2022

2 Mayıs – 29 Mayıs 2022

Bu günlük yazılarının daha ikincisinden hemen sonra araya sürpriz bir yarış girdi. Ardından da yarış sonrası toparlanma evresi gelince zihin ve parmaklar bu konuda soğuyuverdi. Bir süredir antrenmanlara geri döndüm ama bu günlük yazılarına bir türlü dönememiştim. Bunun nedeni tembellik değil. Daha çok ne yazacağını bilememek; hem ilerisi için kendime bırakacak değerli bir şey bulamama hem de benim dışımda okuyacaklara katkısı olacak bir şeyler üretememe kaygısı. Tabii oturup biraz üzerine düşününce bu kaygının yersiz olduğu hemen görülebiliyor. Çünkü hem ne yazarsam yazayım bahsettiğim o değeri içinde bulamıyorum hem de biliyorum ki yazacağım en kötü şey bile anlamlı ve değerli olabilir. Benim zihnim böyledir işte, bir sarkaç gibi bir o uca bir bu uca salınır; açısal bir momentumu da olduğundan bir uca her gittiğinde aslında kendini farklı bir yerde bulur, dairesel olarak da dolanır durur yani. Neyse gelelim neler oldu ve oluyor kısmına.

Yazının devamı…
14 Şubat – 6 Mart 2022

14 Şubat – 6 Mart 2022

Bu iki haftalık antrenman özeti/günlüğü yazılarının ilkinde, yazıların frekansını planlarken “En azından haftalık, o da mı olmadı, iki haftalık toparlamalar yazabilirim diye düşündüm. Gerçi iki hafta uzun bir süre…” yazmışım. Talihsiz başlangıçlar listesine girebilecek bir cümle olmuş. Zira daha ikincisinde geciktirdim. Bu yazıda son üç haftaya odaklanacağım. Biraz da gevezeliğim üstümde olduğundan uzunca olabilir. Gerçi çok kişinin okumasını beklemiyorum ya da zaten amacım o değil ama olsun. Kendim dönüp ileride okurum diye yazıyorum, umarım şimdi okuyan az sayıda insanı ve gelecekteki Mert’i sıkmam.

Yazının devamı…
1 Şubat – 13 Şubat 2022

1 Şubat – 13 Şubat 2022

Son yazıda, diş operasyonu ve sonrasında COVID nedeniyle beklediğimden uzun süre koşamadığımdan söz etmiştim. Ancak ondan bir süre sonra koşulara döndüm ve şimdi normal bir şekilde devam ediyorum. Bu mola süresince uzun zamandır aklımda olan bir konuda biraz daha fazla düşündüm. Koşu antrenmanları sonrası hem antrenman hakkında hem de koşarken düşünülenler veya hissedilenler üzerine yazmak, kısacası bir koşu günlüğü tutmak her zaman önerilir. Ama hayatın akışı içinde işler, sorumluluklar vs. devreye girdiğinde bunu tutarlı bir şekilde sürdürmek çok zor olabiliyor. Ben de madem bunu yapamıyorum en azından haftalık, o da mı olmadı, iki haftalık toparlamalar yazabilirim diye düşündüm. Gerçi iki hafta uzun bir süre, hem antrenmanların detaylarını hem de kafamdakileri anımsayabilir miyim bilmiyorum ama önemli şeyleri unutmayacağımı varsayarak başlıyorum. Bu da o konuda attığım ilk adım olsun.

Yazının devamı…