Kategori: Diğer

Maraton Sonuç Analizi ve YouTube

Maraton Sonuç Analizi ve YouTube

Uzun zamandır bu blogda veya Koşu Gazetesi‘nde yazılar yazarak, sonrasında Koşturmaca ve Ayarı Kaçanlar podcastlerinde konuşarak paylaşım yaptım. Video dünyasına hiç adım atamamıştım. Bir süredir direndiğim ama bir yandan da yapmak istediğim bu alana sonunda giriştim. Video biçiminde içerik üretip YouTube’a yükledim. Henüz kamera karşısına geçme cesaretim olmadığından ekranımı kaydederek üzerine konuştuğum bir video ile başlamak istedim. İlk olduğundan bazı acemiliklerim olması kaçınılmaz. Ama bir şeyi yapmadan öğrenmek de zor, yaparak öğrenmeye çalışacağım.

Bu ilk videoda İstanbul Maratonu’nun 2022 sonuçları üzerinde bir analiz çalışması paylaştım. Hem maraton sonuçlarını yorumlamak, hem koşucu davranışlarını incelemek hem de hata/hile var mı bakmak istedim. Umarım öğretici, keyifli ve ilgi çekici bir video olmuştur.

Buna devam etmeyi düşünüyorum. O nedenle kanala abone olmayı düşünebilirsiniz. Keyifli izlemeler.

Antrenmanda 100 km koşulur mu?

Antrenmanda 100 km koşulur mu?

Normal koşullarda hayır, buna gerek yok. Böyle uzun bir koşudan toparlanıp yeniden antrenman düzenine dönmek zaman alacağından programın aksaması ya da antrenman akışının bozulması çok olası. O nedenle 100 milin üzerindeki yarışlara ya da 24/48 saat gibi yarışlara hazırlananlar bile en çok 60-70 km koşuyorlar. Hatta bazı ultramaraton koşucuları var ki antrenmanda maraton mesafesine bile çıkmıyorlar. Ama tabii her koşuları ortalamanın üzerinde olduğundan ve bazen günde çift antrenman yaptıklarından haftalık hacimleri epey yüksek olabiliyor. Bunlara örnek Camille Herron. Umarım yanlış anımsamıyorumdur ama tek koşuda 35 km’den uzun gitmediğini söylemişti. Peki ben dün neden bu mesafeyi antrenmanda koştum?

Yazının devamı… Yazının devamı…

30 Mayıs – 10 Temmuz

30 Mayıs – 10 Temmuz

Haftalık, bilemedin iki haftalık yazıların geldiği son nokta bu. Varsın olsun, bu dönemin ortasında bir seyahat, öncesinde onun planlaması ve sonrasında da yorgunluğu olunca böyle oldu. Tamam, uzun zaman oldu da antrenmanlar nasıl gidiyor, önemli olan o. Antrenman gidişatından söz edeceğim. Ayrıca az önce sözünü ettiğim seyahat sırasında bir sağlık kontrolünden de geçtim ve onun detaylarından da söz etmek istiyorum. Bir de tabii aklımda kalan, koşular sırasında tekrar tekrar düşündüğüm bazı düşünceler ve bilgilerden.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Gloucester 24 Saat

Gloucester 24 Saat

Ultra maratona adım attıktan sonra çeşitli mesafelerde ve türlerde yarışlar koştum. Yeri geldi dağların en yüksek noktalarına hızlı yürüyüşlerle tırmandım, yeri geldi asfaltta onlarca kilometre dümdüz koştum. Bu yarışların hepsi bir başlangıç ve bir de -bazen ikisi aynı da olsa- bitiş çizgisine sahipti. İlki ile ikincisi arasındaki mesafeyi ne kadar sürede geçtiğim ölçüldü hep. Ama hiç belirli bir sürede ne kadar yol kat edeceğimi ölçen bir yarışa katılmamıştım. Bu merak ettiğim, hep yapmak istediğim bir şeydi. Yapılacaklar listemde durduğu sürece içim rahat etmiyordu. Bu tür yarışlar 6 ve 12 saat ile başlıyor, 24 ve 48 saat ile devam ediyor son olarak da 6 gün (144 saat) yarışları ile son buluyor. Neredeyse 6 saat süren antrenman koşularım olmuştu, 12 saat de 100 km yarışlarına benziyordu. 48 saat ve 6 gün ise bana çok delice geldiğinden geriye elimde 24 saat kaldı. Şöyle bir düşününce 24 saat çok güzel bir süre; tam bir gün. “Bir insan tam bir günde ne kadar yol alabilir?” güzel bir soru. Ben kendim için bu sorunun cevabını aramaya başladım. Geçen hafta sonu Gloucester’da bir 24 saat pist yarışında koştum. Bu yazıda bu konudan söz edeceğim.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Anlar ve Anılar

Anlar ve Anılar

Uzun zamandır şöyle bir şey yaşıyorum: Bir anda aklıma katıldığım bir yarıştan veya keyifli bir antrenmandan bir sahne, bir anı geliyor. Ama ilginç olan şey bunların başarılı bitiriş anları ya da heyecanlı başlangıç noktaları olmaması. Hatta yarışta veya antrenmanda olan çok özel noktalar ya da anlar değiller. Rastgele bir rotadan rastgele bölümler. Örnek vereyim.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Ayarı Kaçanlar Söyleşi

Ayarı Kaçanlar Söyleşi

Ekim 2020’de burada duyurmuştum; Can Özbek ile birlikte yeni bir podcast serisine başlamıştık. Ayarı Kaçanlar Podcast 22 bölüme ulaştı bile. Şimdiye kadar epey farklı konuları ele aldığımız 18 bölüm, 2 konuklu bölüm, bir tanıtım bölümü ve bir de sadece o dönemin haberlerini ele aldığımız haberler bölümü kaydedip yayınladık. Siz de dinlemek isterseniz herhangi bir podcast uygulamasında arayıp bularak ya da Spotify üzerinden dinleyebilirsiniz.

Blogun takipçileri anımsayacaktır daha önce Açık Radyo’da Muzaffer Çorlu’nun Bisiklet Zinciri isimli programında konuk olmuştum. Geçtiğimiz hafta sevgili Muzaffer Çorlu beni ve Can’ı Ayarı Kaçanlar olarak söyleşiye davet etti. Uzun bir sohbet gerçekleştirdik.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Instagram Söyleşi

Instagram Söyleşi

Limit Sensin ekibi Instagram hesaplarını bir haftalığına limitsiz hayatlar yaşayan kişilere bırakıyor. 28 Aralık 2020 – 03 Ocak 2021 haftasında da hesaplarını Alper Dalkılıç’a (@alperdalkilicultra ) devretmişlerdi. Alper o hafta boyunca Limit Sensin hesabının canlı yayın ve hikaye kısmını yönetti.

Alper de sağ olsun bir akşam hesabın canlı yayınında benimle söyleşi yapmayı teklif etti. 3 Ocak pazar akşamı canlı yayında Alper ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Özellikle Can’la birlikte yeni başladığımız Ayarı Kaçanlar podcasti üzerine, genel olarak da benim koşu geçmişim ve deneyimlerim hakkında konuştuk. Canlı yayına katılan 100-150 kişi oldu ve sağ olsunlar yayını ve sohbeti çok keyifli kıldılar. Ne yazık ki canlı yayın sırasında yazılan yorumlar IGTV’de görülemiyor ama yayının tamamını aşağıda izleyebilirsiniz. (Göremiyorsanız şu bağlantıdan izleyebilirsiniz.)

Yazının devamı… Yazının devamı…

Sinir Ağları – Yapay ve Gerçek

Sinir Ağları – Yapay ve Gerçek

Yapay sinir ağlarını duymuşsunuzdur. Makine öğrenmesinin bir alt dalı. Kısaca: matematiksel bir yapı oluşturuyorsunuz, girdi ve çıktı katmanlarını ayarlıyorsunuz ve bu ikisi arasında bir veya daha fazla sayıda gizli katman daha yerleştiriyorsunuz. Sonra doğru çıktısını bildiğiniz çok sayıda örneğin girdisini verip yapının içerisindeki katmanları ve bu katmanların arasındaki bağlantıları dilediği gibi ayarlamasına izin veriyorsunuz; yani aslında ona bir şeyleri öğretiyorsunuz. İlk girdiyi algıladığında katmanlardaki yapay nöronların ve bağlantıların değerlerini rastgele atayarak bir çıktı üretiyor. Doğru çıktıyı verdiğimizde kendi sonucu ile karşılaştırıp geriye doğru nöronlarının ve bağlantılarının değerlerini düzeltiyor. Bunu binlerce girdi ve çıktı ile tekrarlıyor. Her seferinde değerlerini yeniden değiştirip düzenliyor. Bir yığın fotoğrafı girdi olarak verip hangilerinin köpek fotoğrafı olduğunu söylersek oluşturduğumuz bu yapı daha sonra girdi olarak aldığı fotoğrafın köpek fotoğrafı olup olmadığını belirli bir güven seviyesinde söyleyebiliyor. Çıktısının ne olduğunu bildiğimiz ne kadar çok girdi gösterirsek o kadar iyi öğreniyor bu yapılar.

Yazının devamı
Dailymile Nostaljisi

Dailymile Nostaljisi

[English version below]

Koşmaya, bisiklete binmeye ya da yüzmeye başlamanızın üzerinden henüz çok zaman geçmediyse bu başlık size yabancı ve garip gelebilir. Hatta yazının kendisi sizi şaşırtabilir. Öte yandan 5-6 yıldan daha uzun süredir spor yapıyor ve sporla ilgili sosyal ağlarda zaman geçiriyorsanız, daha net ifade etmek gerekirse “Strava öncesi hayat”tan haberiniz varsa hem başlığın ilginizi çektiğinden hem de yazıdan ve içerdiği sürprizden keyif alacağınızdan şüphem yok. Hangi gruba giriyorsanız girin yazı ilgi çekici bir şeyler vaat ediyor bence. Böyle düşünüyorum çünkü bir haftadır bu konuyla ilgilenirken epey farklı duygular yaşadım. Yanlış anlamayın benimkisi tıklama tuzağı (clickbait) değil sizeleri yazıya ısındırma çabası ama bu kadar merak uyandırmak yeter, gelin konuya girelim.

Yazının devamı
Ultra maratonlara nasıl hazırlanırım?

Ultra maratonlara nasıl hazırlanırım?

Çok sık karşılaştığım sorulardan biri bu. Yarı maraton ve maraton koşmuş kişiler ya da belki 50-60 kilometrelik yarışlara katılmış koşucular daha uzun yarışlara hazırlanmak için ne yapmaları gerektiğini ya da buna hazır olup olmadıklarını nasıl anlayacaklarını sorarlar. Bu yazıyı KoşuForum‘da yazmıştım ama blogun takipçileri için buraya da eklemek istedim. Tabii ki daha detaylı, uzun uzun veya rakamlar vererek de anlatılabilir ama işin özeti olsun istedim. 7 maddede açıkladım.

YAZININ DEVAMI