Hakkımda

Hakkımda

MertBen Mert Derman, 1975 doğumluyum. ODTÜ’den mezunum ve 2000 yılından bu yana yazılım alanında çalışıyorum. 2008 yılının temmuz ayından bu yana aktif bir yaşam sürdürüyorum. Yani o tarihten beri düzenli olarak spor yapıyorum. Ondan önce ortaokul ve lisede voleybol oynamak ve sonrasında üniversite yıllarında keyif amaçlı scuba dalışları yapmak dışında spor yaptığımı söyleyemem. Dolayısı ile spor yapmaya başlamak isteyen ve geçmişinde spor yapmamış birçok kişi ile ortak bir hikayeye sahibim.

İlk yarışım, 8 Mart 2009’da Antalya’da katıldığım bir yarı maratondu. Bu ilk hedefimdi ve başarılı olabildim. Daha sonra 18 Ekim 2009’da Avrasya Maratonu’nda tam maraton koştum ve sonrası çorap söküğü gibi geldi. Koşunun yanına, 2012 yazı itibariyle yüzmeyi, 2013 ilkbaharında da bisikleti ekledim. 2013 yılında sprint ve olimpik triatlonlara katıldım ve sonrasında triatlonun daha uzun mesafelerini gözüme kestirdim. Koşu dünyasından uzaklaşmadan triatlon dünyasına girebildim.

Tüm bu yaptıklarımı “istikrarlı ve disiplinli bir şekilde dayanıklılık sporları ile uğraşmak” şeklinde özetleyebiliriz. Halen her mesafede koşu yarışlarına katılmaya çalışıyorum. Bunlar maraton ve yarı maratonlar olduğu gibi daha kısa veya daha uzun yarışlar da olabiliyor. En uzunu 246 km’lik Spartathlon olmak üzere ultramaratonlarda da koştum. Katıldığım tüm yarışları burada tek tek yazmam imkansız o nedenle sitede bu işe özel “Sonuçlar” isimli bir sayfa yarattım. Bu sayfada aynı zamanda en iyi derecelerimi de görebilirsiniz.

Dayanıklılık sporları ile ilgili tek yaptığım şey bu sporların antrenmanlarını yapıp yarışlarına katılmakla kısıtlı değil. Başlarken bu konularda neredeyse hiç Türkçe kaynak olmadığını fark ettiğimden ana dili Türkçe olan ve bu sporlara ilgi duyan herkes için bilgi biriktirmeye ve paylaşmaya çalışıyorum. Bunun için yazıyorum, konuşuyorum ve teknolojik altyapılar kullanarak bilgilerin paylaşılmasını ve yayılmasını kolaylaştırmaya çalışıyorum.

Bir konuya ilgi duymaya başladığımda o konu hakkında sürekli daha da derinleşen bir bilgi açlığına kapılan ve konu hakkında sürekli araştırıp okuyan bir kişiliğim olduğundan koşmaya başladığımdan beri koşmak, antrenman yapmak, fiziksel dayanıklılığı artırmak ve sakatlıklar hakkında ulaşabildiğim her kaynaktan bilgi edinmeye çabalıyorum. Edindiğim bilgilerin izini tutmanın akıllıca olacağını, bu sırada benzer bilgilerin arayışında olanlar ile paylaşılabileceğini fark edince bu blogda yazmaya başladım.

Ardından insanlara yazarak ulaşmanın yanına sesle de ulaşılabileceğini düşünüp Ilgaz Kuruyazıcı ile Türkiye’nin ilk ve tek koşu podcasti olan Koşturmaca Podcast‘i yarattım. Periyotları belirli değildi belki ama fırsat buldukça yayınladığımız 60 bölümü var. Öte yandan diğer koşucu arkadaşlarla birlikte daha çok motivasyon ve haber amaçlı olarak da bir site ortaya çıkartmıştık, Koşu Gazetesi. Orada da yazılar yazdım. Gazetede artık yeni yazı yayınlanmıyor ama var olanların birçoğu zamansız olduğundan keyifle okunabilir. Ayrıca Koşu Gazetesi altında Aykut Çelikbaş ile birlikte yönettiğimiz Koşu Forum isimli bir forum oluşturdum. 2018’in Nisan ayı ile 2019’un aynı ayı arasında “Ritim Blog Koşu Postası” isimli bir newsletter/haber postası hazırlayıp abone olanlarla paylaştım. Ancak takip ve talep eden sayısı çok az olunca o girişimim tarihteki yerini aldı. Eski sayıları halen ulaşılabilir durumda. Şu anda da Can Özbek ile birlikte “Ayarı Kaçanlar” isimli bir podcast yayını gerçekleştiriyoruz. Tüm podcast dinleme araçlarından ve Spotify’dan erişilebilir durumda.

Yazdıklarım ve anlattıklarım, okuduklarımdan ve dinlediklerimden oluşturduğum şeyler. Ancak her zaman yanlış olabileceklerinin/düzeltilebileceklerinin farkında olarak okunmalı, dinlenmeli, takip edilmeli. Umarım insanlar yazılanlardan, konuşulanlardan faydalanabilir ve bu konulara ilgi duyarlar.

Tüm yazdıklarımda yazım ve dilbilgisi hataları yapmamaya çok dikkat ediyorum. Bunun için sadece benim gözüm, dikkatim ve bilgim yeterli olmuyor. Tüm yazıları  en ince detayına kadar okuyup kontrol eden editörüme, eşim Başak Gürbüz Derman‘a bu konuda çok şey borçluyum.

Ek: TedXBlis etkinliğinde yaptığım “İmkansıza Adım Atmak” başlıklı şu konuşma da bir nevi “hakkında bölümü” sayılı ancak tarihi eski olduğundan üzerine çok şey eklendi.

“Hakkımda” hakkında 52 yorum var

  1. Buna giristiginiz icin cok tesekkurler! Bir yardimim olabilirse sevinirim. Ayni gereksinimi Turkiye’de gecirmis oldugum zaman cercevesinde ben de farkettim.
    Konu ettiginiz bilgilere ihtiyaci olan bircok kosucu var Turkiye’de – bircogunu icin de bu bilgilerin Turkcesi gerekli.
    Ilkokuldan beri (yani 30 yildir) kosuyorum. Boston Maraton’unun basladigi Hopkinton’da oturuyorum. Buradaki kosu klubunde aktifim.
    Y. Erez

  2. Merhaba Mert bey, size eşim ve kendi adıma teşekkür etmek istedim, bu kadar faydalı bilgiyi biraraya toplayıp koşmaya heveslenenlere sunduğunuz, minimum spor yapan ülke insanımı gaza getirebilme ihtimalini kuvvetlendirdiğiniz için..
    Ayağınıza sağlık:)))

  3. Ben de çok teşekkür ederim site için, internette araştırma yaparken blog’unuza rastladım ve yazılar ard arda o kadar ilgimi çekti ki bir saati aşkın süredir sürekli okuyorum, hakkımda kısmına en son bakmak aklıma geldi ve odtülü olmanız da ayrıca bir sürpriz oldu benim için. Ben de bir haftadır devrimde koşuyorum; daha çok yeniyim ve de hevesliyim. Zaman bulup da koşmaya devam eder miyim ilerde bilmiyorum ama böylesine güzel yazılar bulabilmek benim için gerçekten çok değerli oldu.

  4. 31/12/2009 da sigarayı bıraktım ve bu tarihtede koşmaya başladım.Şimdı koşturmaca Podcast daki sohbetleri dinlerken acaba neden bir arpa boyu yol gidemediğimi düşünüyorum. 2. yılımı dolduracagım ama 40 dakika koşunun üstüne cıktığımda kendimi süpermen zannediyorum.Şu andan itibaren sizin gibi kısa zamanda çok iş başarmış koşucuları takip edip en azından severek yaptığım koşuyu geliştirmek istiyorum.Payla
    şımlarınız için çok teşekkürler.

  5. Mert Bey, öncelikle paylaşımlarınız için teşekkür etmek istiyorum.
    Koşu bandında 3 km koşmuş olmakla övünen biriyken, sizlere rastlamakla, plansız-programsız da olsa 20 km mesafeleri güle oynaya (yavaş anlamında:) aşan biri haline geldim.
    Bu sene Avrasya’ya katılmak gibi bir niyete girmekle, 16 haftalık antrenman programının 3. haftasında fena bir sakatlık geçirdim. Tendonlarım cortladı ve ondan sonrasında da işler-güçler-seyahatler-fuarlar derken toparlayamadım bir türlü.
    Bugün itibariyle 30 km’yi koşacağıma eminim ama sonrasında bitiremeyip fiziksel ve dahası ruhsal sakatlık-çöküntü yaşamaktan endişe ediyorum.
    Benim yerimde olsanız ne yapardınız?
    Maratona şurda 3 gün kaldı.
    Selamlar.

    1. maraton koşmazdım… avrasya’nın havasını yaşamak ve orada olmak için 15k yarışına katılırdım (fuarda kaydolabilirsem)… daha çok yarış var önümüzde, avrasya’dan sonra hemen runtalya’ya kaydolup programlı çalışmaya başlayabilirsiniz…

  6. Gönlümden geçen de tam buydu 🙂 Tavsiyesini sizden almak daha motive edici oldu.
    Teşekkür ederim.
    İyi dereceler dilerim.

  7. ben de kısa bir süre önce koşu sporuna başladım. havaların soğuk olması bana 1 hafta soğuk algınlığı arası verdirdi. soğuk havalarda nasıl koşuyorsunuz? nasıl hastalıktan korunuyorsunuz?

  8. Merhaba,
    Kısa bir süre önce uzun mesafe koşmaya karar verdim. Bununla ilgili bilgi ve tavsiye ararken sizin sayfanızı gördüm. Gerçekten çok faydalı ve eğitici olduğunu düşünüyorum.
    Aklıma takılan bir kaç şey var yardımcı olursanız sevinirim.
    Benim iphone telefonum var. Runtastic app yükledim ancak bu uygulama tabi ki kalp atış hızımı ölçemiyor ama bunun dışında ki herşey için gerçekten iyi hemde Türkçe. Sonra Nike + ürünlerine vaktım Nike sportwatch gerçekten çok hoşuma gitti ancak hem fiyatı pahalı hemde koşarken müzik ihtiyacımı karşılamayacak. Acaba nasıl bir ekipman kullansam. Ben hem kalp atış hızımı görmek hem gps ile haritada ne kadar koştuğumu öğrenmek hem de müzik dinlemek istiyorum. Aklıma iphone ve kalp atış hızı ölçer aynı anda kullanmak var. Pek, nasıl bir kal atış hızı ölçer almalıyım?
    Teşekkürler…

    1. Merhaba,
      Kalp atım hızını ölçmek için bir göğüs bandı (neredeyse) şart. Bu bantlar Ant+ denen bir teknoloji ile veri iletimi yapıyorlar, yani standart bir dilde konuşuyorlar. Kalp atım hızı verisini alıp kaydedecek cihazın da (sizin durumunuzda iPhone) Ant+ dilini anlaması gerek. Kendiliğinden bunu yapamıyor. Bunun için şarj bağlantısından takılan ufak gereçler var. Bu ufak Ant+ gerecini iPhone’a takınca Ant+ ile çalışan herhangi bir göğüs bandını kullanabilirsiniz. Örnek gereci http://www.wahoofitness.com/Products/Wahoo-Fitness-Wahoo-Key.asp adresinde görebilirsiniz. Başka üreticiler de var, bu sadece örnek.
      Umarım cevap verebilmişimdir…
      İyi antrenmanlar

  9. Mert Bey merhaba. Öncelikle koşu ve koşmaya özel böylesi keyifli ve bilimsel bir içerik paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum. Ben sporu hayatından çok da uzaklaştırmamış ama kaloriyi her dem artırmış biri olarak sıkı bir obez adayına dönmüş biriyim. Ank. Üniv. havuzunda ki o da tam olimpik bir havuzdur haftada en az 2 kere 45 dakika 1,5 km yüzerim. Ancak açık havada koşmaya (ciddi olarak) 19 Mayıs’ta başladım. Eymirde başladığım bu başlangıçtaki yürüyüş, sonlara doğru koşu merakı beni iyice sardı. Sağ ayak baş parmağımda kemik ağrısı ve sol ayak ayasında nasırlaşma her ne kadar canımı sıksa da havalar soğuyana kadar Eymir’den maksimum yararlanmaya çalışıyorum. Eymir parkurunu bildiğinizi düşündüğümden bana önerebileceğiniz bir ayakkabı var mıdır? Halen kullanmakta olduğum ayakkabının üst ortası ve görece topuk dış kısımları daha fazla yıpranmış.Yüzme ve koşuyu hangi aralıklarla tekrarlamam gerektiği de bir diğer sorum.
    Tekrar hazırlamış olduğunuz bu blog için teşekkür eder, iyi günler dilerim.
    Boy: 177 Kilo 94

    1. Merhaba. Koşuculara ayakkabı önermekten özellikle kaçınıyorum. Koşu Ayakkabısı Seçimi üzerine bir yazı yazmıştım. Ona göz atarak başlayabilirsiniz belki. Ayrıca kullandığım ayakkabılar ile ilgili incelemeler yazmıştım, onlar da faydalı olabilir. Umarım size uygun ve rahat edebileceğiniz en güzel ayakkabıyı az deneme ile kolayca bulabilirsiniz. İyi antrenmanlar.

  10. Çalışmaların için tüm master sporcular adına teşekkürlerimi sunuyorum.
    İstanbul Masterleri Atletizm Kulübü Başkanı
    Rıdvan Doğan
    aridvandogan@yahoo.com
    05334388258
    iletişim kuralım yarışmalarda görüşmek üzere

  11. Mert Bey merhaba,
    Koşuya yeni başlayan ve 5K programının 5. haftasındaki birisi olarak blog’unuzdan çokca faydalanıyorum. Gösterdiğiniz çaba ve emek için teşekkür ederim.
    Acaba Ankara’daki koşucuların haberleştiği bir forum, mail listesi vb. bir ortam var mı?

  12. Ben kosmayi dayim sayesinde sevdim ve bu spor her yerde her kosulda yapilabilir.Esimle 2011deki Avrasya Maratonuna keyif amacli 8km kosusuna katildik.Daha sonra evimize yakin bir atletizm pisti kesfettik ve bir suredir kosuyoruz.Hatta son zamanlarda daha da duzenli olmasina gayret gosteriyoruz.29 Eyluldeki Runistanbulda katildik ve hicbir hedefim hatta tamaminda kosabilcegime karsi bir beklentim yoktu.Ilk 20 dk hic durmadan kostum dayanamayacagimi dusunecekken sizin blogunuzda yazdiginiz bacaklarinizin acimasi durmaniza neden olmamali ifadesi aklima geldi ve durmadim.Sonra 30dk sonra 40dk ve kendi kapasiteme gore 48 dakikada yarisi tamamladim.Buyuk basarilarim olmadi ama kendime karsi zafer kazandim.Esimle sizi surekli takip ediyoruz.Tavsiyelerinize uymaya gayert ediyoruz hatta bazi aksamlar bunun hakkinda birbirimize bilgi aktarimi yapiyoruz.TESEKKURLER 🙂

  13. Merhaba,
    koşudan zevk almak gerekir. acı duymak için koşulmamalıdır. Acı duymak vucütta bir şeylerin ters gittiğine dair bir belirtidir. Belki psikolojik olarak acıya dayanmayı öğrenebilirsiniz ama sonradan başka arızalar ortaya çıkabilir. Koşarken rahat, kelebek gibi süzülerek uçmakta yarar var. Bu ise, birden bire olmaz. Bu yüzden herkes kendine uyan antrenman (egzersiz) ile o düzeye gelmesi gerekir. Bu arada biraz zorlamak tabii ki gerekiyor, yoksa bir sonraki performans seviyesine çıkılamaz. Ama bu zorlama, çatlatma şeklinde olmamalıdır. En azından bizler gibi bu işi, hobi, sağlık, zevk için yapanlar için geçerlidir. Profesyonel koşucu iseniz, o başka.
    http://tcambaz.wix.com/turkercanbazoglu
    iyi koşular,

  14. Merhaba Mert Bey, ben bu yıl besyoya hazırlanmak istiyorum, şu an sakatlığımdan beri antrenmanlarımı sürdüremiyorum. Ayakkabı seçimi hakkında bir şey sormak istiyorum. Kısa mesafe koşacağım sınavda. 100-200. Atletler yarışlarda çivili ayakkabı kullanıyorlar ama ben hem dayanıklılık antrenmanında hem de hız antrenmanında kullanmak için bir ayakkabı almak istiyorum. Antrenmanları stadyumda yapacağım. Aklımda lunarglide4 var. Ayrıca bir şey belirmek isterim ki Amerikada 4-5 arasında fiyat farkı yok ama ülkemizde 70 liralık fark var. Benim düşündüğüm ayakkabı hız antrenmanlarında kullanılabilir mi?

    1. bence hız antrenmanları için uygun bir ayakkabı değil. ben kullanmadım ama bildiğim kadarıyla daha çok günlük antrenmanlarda veya uzun koşularda önerilir.

  15. Mert Kardeşim Merhaba… Sizi Tarsus Maratonundan hatırlıyorum. Güzel, faydalı ve akademik denecek çalışmalarınız var. Koşmaya ben 2012 yılında başladım. Yaşım 51. Tarsusu 2.03’te tamamladım. Ancak 10 dakika daha erken tamamlayabilecek durumdaydım. Ancak zorlanmak bana pahalı gelir diye korktum.
    2008 yılında geçirdiğim bir iş kazası sonucunda belim kırıldı ve 2 yıl ağır bir ameliyat ve tedaviden sonra yürümeye başladım. Yürümeyi hayal ederken de bir anda kendimi koşar buldum. Koşmak adeta bende manyaklık yaptı diyebilirim. Ancak belimde şu anda yaklaşık 30 cm. olmak üzere 4-5 omuru birbirine bağlayan kolon sistemi gibi titanyum çubuklar var. Bunlar beni ayakta tutan şeyler. Lakin kış aylarında ve terledikten sonra aşırı ağrılarım olmakta ve hareketlerimi kısıtlamaktadır. Bu ağrıların koşarken aşağı doğru olan baskıdan dolayı (tahminen 10. km’den sonra ağrılar başlıyor.) engellenmesi için ayakkabı seçimi çok önemli. Bu hususta herhangi bir çalışmam olmadı. İlk kullandığım ayakkabı Lotto idi. Tendinit oluşturdu İkincisi Nike dual fusion. biraz daha iyi fakat ergonomik değil. üçüncüsü ise new balance’ın bir modeli. Şimdi bu ağrıları ve darbeyi minimuma indirecek olan bir ayakkabı türü veya modeli var mı? Veya bu durumda olan koşan adamlar var mı bildiğiniz.? Tecrübelerinden faydalanmak isterim. Selamlar… Wings For Life World Run’da görüşmek dileğiyle.

    1. Geçmiş olsun. Bunca şeye rağmen koşmaya, spor yapmaya devam etmek takdire şayan. Ancak bu özel durumda herhangi bir marka/model önermek çok yanlış olabilir. Çevremde böyle bir sıkıntısı olan yok maalesef. Belki bir spor hekimi daha faydalı tavsiyede bulunabilir. Çok kontrollü, yüksek topuklu ve yastıklaması yüksek bir ayakkabı da olabilir veya belki de koşu formunu değiştirip burun basarak koşmaya adapte olup hafif ve desteksiz bir ayakkabı da olabilir. Ne desem hata yapma olasılığım var. Umarım arayışınız olumlu sonuçlanır… İyi antrenmanlar…
      Not: Ne yazık ki bu yılki yarış programım nedeniyle Wings For Life World Run’a katılamayacağım ama kesinlikle bir yarışta karşılaşırız….

  16. Mert kardeşim merhaba,ben bir antrenman tekniği üzerine araştırma yaparken tesadüfen senin yazılarını gördüm.Kimdir? falan derken,baktım ki en son Tarsus’ta uzun süre birlikte koşan tanıdık birisi….Keşke yazılarına daha önce ulaşıp tanışsaydım.
    Ben 1966 doğumlu,Dağcılık ve Maratonu aktif olarak yapmaya çalışan birisiyim.Emeklerin için çok çok teşekkürler,bir yarışta tanışmak,görüşmek dileğiyle….
    Osman DURAN (EGE MARATON İZMİR)

    1. Teşekkürler… Sizin kulübünüzden bazı arkadaşlarla abilerle tanışıklığımız vardır. Memnun oldum…

  17. Merhaba Mert bey,sizi şahsen tanıyorum Çayyolu’ndan. En son Tarsus Yarı Maratonu start’dında selamlaşmıştık,hatırladınızmı.koşu ayakkabısı araştırırken tesadüfen yazılarınızı gördüm.Çok faydalı bilgileri paylaşmışsınız ellerinize sağlık.Yaşım 58 yaklaşık 7-8 yıldır koşuyorum 35.İSTANBUL MARATONU ile yarışmalar katılıyorum.15K ve 21K hedefde maraton koşmak var çalışmalarım o yönde.RİTİM takipciside oldum.Görüşmek üzere hoşcakalın, Selamlar.

  18. çayyolunda kosu parkurunda yanımızdan fırtına gıbı gecen bu arkadaşımız kım dıye aramızda defalarca sohbetlerken cevap bulamazken buyuk tesadüf burada karşılaşmak cok güzel oldu..ellerine sağlık harıka bılgılendırmeler tesekkurler

  19. Sevgili Mert Bey,
    Öncelikle paylaşımlarınız ve verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Yazılarınızı büyük bir zevkle okuyorum ve çok faydalanıyorum. Umarım yarışlardan birinde de karşılaşma ve tanışma fırsatımız olur.
    Göreceli olarak yakın bir zamanda yüzme ve bisiklete başlayıp bu kadar iyi dereceler yapmanız, doğru yöntemlerle çalışarak herşeyin başarılabileceğini göstermesi açısından çok değerli. Bu motivasyonla triatlona da hazırlanmaya karar verdim.
    Tüm hayallerinizi gerçekleştirmenizi dilerim.
    Sevgilerimle

  20. Merhaba,
    Bloğunuzu yeni keşfettim. Bugün bir kaç saat ayırmama rağmen oldukça fazla bilgi edindim.
    Size vaktiniz varsa bir sorum olacak.
    Öncelikle biraz kendimden bahsedeceğim. Yaş 36 yaklaşık 7 yıldır aktif spor yapıyorum/yapmaya çalışıyorum.
    Şu an haftanın en az 3 günü 1 saatten az olmamak kaydıyla serbest sitil yüzüyorum. Yüzmede oldukça başarılıyım. Bu benim kendi görüşüm de değil!
    Eee bunda ne var diyeceksiniz. Sorun nerede diyeceksiniz. Benim sorunum bir türlü KOŞAMAMAK.
    Şöyle ki, yüzmeye 7 sene önce başladım 3 sene neredeyse ara vermeden yüzdüm, özel bir sebepten (sağlık değil) ara vermek zorunda kaldım.
    Ara yaklaşık 2 ay sürdü sonra spora tekrar başladım Ancak bu sefer yüzmek yerine öteden beri yapmak istediğim KOŞUYU tercih ettim.
    Maalesef hatalar zinciri o an başladı. Koşmaya başladım ve koşmaya başladığımın 3. haftasında 1 saat boyunca durmadan koşabildiğimi farkettim.
    Tempomu hiç kısmadan haftada 3-4 gün 1 saatten az olmamak kaydıyla 3 ay boyunca koştum. Hayatımda fiziksel olarak hiç bir zaman kendimi bu kadar iyi hissetmemiştim. Koşmanın nasıl bir şey olduğunu anladım.
    VEEE bir gün koşarken ayağımda korkunç bir ağrı hissettim. Sanki ayağıma elektrik verilmiş gibiydi. Koşmayı bıraktım ve bir kaç gün ara verdim. Sonra benzer bir ağrıyı diğer ayağımda hissettim.
    Sonra tabi ki doktora gittim. Doktar MR önerdi. MR sonucunda ayağımda zorlamadan sebep sinovyal sıvı atışı olduğunu söyledi. Herhangi bir ilaç tedavisine gerek duymadı.
    Bu ilk doktor ziyaretinden itibaren bugün 3 sene geçti…3 senedir çeşitli aralıklarla ayağım iyileşti deyip koşmaya çalışıyorum ancak maalesef ayağımda, daha doğrusu topuklarında ağrı/acı hissediyorum. Elbette kaldığım yerden başlamak yerine ilk bir kaç hafta yürüyüşle başlıyorum ancak bir şey değişmiyor.
    Topuklarımda sağ ve sol dışa doğru bir batma hissediyorum. Ancak bunun topuk dikeni olmadığını çekilen MR gösterdi. Ayrıca maalesef gittiiğim doktorlar ( 3 farklı doktor) bununla ilgili bir tespit de yapamadı.
    Ayağımda bir pronosyon sıkıntısı da yok. Yani doğru basıyorum. Ayağım zorlanmadan sebep sakatlandığı ortada ancak bir senedir koşmamama rağmen iyileşemedi. Üstelik yakın zamanda çektirdiğim MR’da da bir sıkıntı çıkmadı
    Yani benim şu an medikal olarak koşmama bir engel yok ama topuklarımdaki sıkıntıyı ben yine hissedeceğimi biliyorum.
    Peki, ben doktor değilim, yardım edemem diyebilirsiniz. Ancak bir ihtimal benzer bir sıkıntıyla ilgili kendiniz ya da bir tanıdığınızın deneyimi oldu mu diye merak ediyorum.
    Çıplak ayak koşu ile ilgili yazılarınızı okudum. Acaba benim için çözüm olabilir mi diye düşünüyorum?
    Sizin gibi insanların yorumlarının belki doktorlardan daha yardımcı olabileceğini düşünüyorum
    Şimdiden teşekkür ederim!

  21. Merhaba Mehmet bey… aynı şey bendede var topuk değil ama sol uyluk kemiğim sürekli ağrıyor.. ayakkabı değiştiriyorum, basma şeklimi değiştiriyorum ama banamısın demiyor. Acaba düşündüğüm aklıma taktığım içinmi ağrıyor diyorum ama yok bu bildiğin ağrı… ve dediğiniz gibi tıbbi açıdan hiçbir terslik görünmüyor.

    1. Merhaba Hakan Bey, ben iyiden iyiye artık ömür boyu bir daha koşamamayı düşünüyorum. Sonra ayağı bir kaç yerden kırılsa bile spora dönen insanlar aklıma geliyor…
      Bilmiyorum ne olacak…

      1. Arkadaşlar merhaba, koşmayan ya da sporla ilgilenmeyen bir doktor sizin sorununuza çözüm bulmakta yeterli olmayabilir. Mutlaka bir “spor hekimi”ne görünmenizi tavsiye ederim. Ankara’da Dr. Savaş Kudaş (Gençlerbirliği’nin de doktorudur aynı zamanda) çok tecrübelidir, tavsiye ederim.

  22. Geri bildirim: If | baris.im
  23. Merhaba. Ben Cenk Tuncay. 1982 Istanbul dogumluyum. 2 senedir kosuyorum. Ama malesef yeterli performansta degilim. Cabuk yoruluyorum. Hedefim Geyik Kosusunu (4k) 22 dakikanin altinda bitirmek. Ilk kosmaya basladigimda 32 dakikada kostum. Kosa kosa bunu 2 ayda 24 dakikaya kadar cektim. Sonra tam kosu gununden bir gun evvel rahatsizlandim ve kosamadim. Aradan 1 sene gecti. Simdi son 1 aydir yine kosmaya basladim. Suan 25-26 dakikadayim. Son derece amator olarak kosuyorum. Ne bir planim var nede bir programim. Ozel bir universitede muhendislik alaninda docent doktorum. Fartlek, interval olmak uzere 2 ayri kosu programi yapmak ve buna uymak istiyorum. Yaris 18 ekimde. Yani 6-7 hafta sure var. 25 dakikayi 22 dakikaya cekmeye sanirim yetecektir. Sizin tavsiye edeceginiz detayli bir programa milim milim uymaya hazirim. Cok hirsli biriyim. Kafama koydugumu yaparim. Fizigim kosuya oldukca musait. 175 cm boy, 74 kg agirligindayim. Simdiden cok tesekkur ederim.

  24. Mert bey merhaba. Bu site gerçekten bulunmaz nimet, koşu hakkında bu kadar çok yazı bilgi deneyim bulduğum için nasıl sevindigimi anlatamam. Ayrıca okuması da çok zevkli. Bugün rastladığım için cogunu okumadım ama sormak istediğim bişey var. Vaktiniz olursa çok kısa da olsa cevap yazabilir misiniz ? Sigara içen ve koşanlar, yada uzun süre sigara içmiş ama bırakmış kosucular tanıyor musunuz? Veya bildiginiz kadariyla bi süre (+10 yıl )içmiş ve bırakmış biri ile hiç icmemis biri 30 yaşından sonra koşmaya başlasa, nasıl bir fark olur aralarında. Bu konuda duyduğunuz ve şahit oldugunuz örnekler var mı?

  25. Mert Merhaba,
    Koşuya başladığımdan beri sürekli senin bloklarına, yazılarına, çevirilerine, seskayıtlarına vb rastlıyor ve okuyorum. Emeklerin için çok teşekkürler.
    Tüm bu kaynaklar çoğunlukla sanal ortamda, bu noktada tüm bu çeviri ve yazılarını derlediğin bir kitap veya basılı yayın var mı veya oluşturmayı düşünüyormusun.
    Tekrar teşekkürler.
    Sevgiler saygılar
    Arda

  26. Üstad selam. 2 -3 aydır düzenli spor yapan ve 2 haftadır da usul usul koşan ve İstanbul maratonuna katılmayı düşünen birine verebileceğin tavsiyeler varmıdır?

    1. Merhaba, Istanbul Maratonu demissiniz ama sanirim (hatta eminim) maraton mesafesini kastetmiyorsunuzdur. Aslinda hangi mesafe olursa olsun henuz iki haftadir kosuyorken bir yarisa katilmak bence fazla acelecilik olur. Heves etmek guzel ama kosuda -aslinda belki hicbir sporda- aceleye yer yok. Yarislar hicbir yere kacmiyor, dunya bir sekilde bu virusu atlatacak ve her sey normale donecek. O zaman kosacak cok yaris olacak. Ve siz de yeterince hazirlanmis olacaksiniz. Hangisine katilacaginiza karar vermek zor olacak. Kosuda en onemli sey sabir. Sonra disiplin ve devamlilik. Bence simdilik yarislar kafaniza hic takmayin. Iyi kosular, keyifli antrenmanlar.

  27. Merhaba, size ulaşabileceğim bir mail adresi iletebilir misiniz, sosyal medya mesaj kutunuz kapalı 🙂

  28. selamlar
    kipchoge’nin 4.30- 5.00 gibi biz ölümlüler düzeyinde antrenman yapmasına çok şaşırdım ve takıldım.( yanlış anlaşılmasın, bu tempoyla antrenman yapamıyoruz ama en azından aklımıza yatan insani seviyeler bunlar)
    bu tempo onun için belki de 1. bölgenin de çok altında, 90 nabızla koşacağı hiper easy bir seviye değil midir?
    belki de bu yeni tip antrenman yöntemini bir yerde anlatmış olabilirsiniz de ben görememiş olabilir miyim diye düşündüm ama sizin pek az yazınızı okumamışımdır.

    sizin anlattığınız 1,2,3,4,5a,5b,5c zorluk ve nabız seviyeleri diye tanımlanan sistemlerin içinde mi kalır bu derece düşük nabızla koşmak.
    siz bildiğim kadarıyla yaklaşık 4 dk/km ile yarı maraton koşabiliyorsunuz.
    yeni antrenman tarzınızla 6 dk/ km. den daha yavaş koştuğunuzda, nabzınız hangi düzeyde oluyor?

    1. Merhaba, sanırım şu yazı (https://ritimblog.com/2022/05/29/2mayis-29mayis-22/) ile ilgili yorum yazdınız ama yanlışlıkla buraya eklediniz.
      Kolay koşu bölgesinin bir alt limiti olmadığını unutmamak gerek. Yani belirli bir nabzın altında kalan tüm bölgeye Zone 1 diyoruz. Zaten bağlantı verilen makaleye dikkatli bakarsanız Kipchoge’nin örneğin pazartesi günü şöyle iki antrenmanı var.
      Sabah: 16–21 km, ort pace 3:50–4:00 dk/km (zone 1)
      Aksam: 8–12 km, ort pace 4:30–5:00 dk/km (zone 1)
      Sabah da akşam da zone 1 olarak işaretli ancak akşamki, yani ikinci koşusunu çok çok daha kolay bir tempoda yapıyor demek ki.
      Bana gelince; benim 6 dk/km tempoda nabzım 120nin altında oluyor. Diyelim 130’un altına zone 1 dedim, 5:30’da koşabilirim 6:20’de. Her ikisini de easy olarak değerlendiririm ama tabii biri çok daha easy olacaktır. Antrenmanların genel gidişatı ve plana göre biri tercih edilebilir.

  29. Hello my friend! Just read your 2022 Spartathlon race report and it definitely brought back some amazing memories. But how on earth that I’ve only discovered your Rhythm blog. Will definitely read more of your stories and once again kodus to you for making such an effort. So honored to know such a humble and down to earth person like you, give my regards to Basak and all the best with your future blogs and races. hoping to meet you again sooner.
    Best regards.
    Rolando

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir