Kategori: Haber

Spartathlon 2017’ye Doğru

Spartathlon 2017’ye Doğru


On gün sonra sabah 7:00’de Atina’da, Akropolis’in basamaklarında bir yarış başlayacak. Bu, o yarışın 35. başlangıcı olacak ve 1983 yılından beri koşulan yarışın bu edisyonunda başlangıç çizgisinde olmaya hak kazanan 399 kişiden biri de benim. Sparta’nın meydanındaki Kral Loenidas heykeline dokunabilmemiz için bize verilen 36 saatlik süre içinde bu iki şehir arasındaki yaklaşık 246 kilometrelik yolda hep birlikte ilerlemeye çalışacağız. Bunların olacağını haber verdiğim yazının üzerinden tam olarak 5 ay geçmiş. O zamandan beri neler olduğundan ve neler yaptığımdan bahsetmek, biraz içimi dökerek yarışa hazırlıklarımdan birini daha tamamlamak istiyorum.
Yazının devamı…

Breaking2 Denemesinin Ardından

Breaking2 Denemesinin Ardından

bre241950’li yılların başlarında bazı doktorlar ve bilim insanları hiç kimsenin bir mili dört dakikanın altında koşamayacağını söylüyorlardı. Bunu yapmanın zor veya tehlikeli olduğunu değil, imkânsız olduğunu savunuyorlardı. 17 Temmuz 1945’te İsveçli Gunder Hagg bu mesafeyi 4:01.4’te koşmuş ve üstünden geçen 9 yıla karşın bundan daha iyisini yapan çıkmamıştı. Çünkü neredeyse herkes bunun “imkânsız” olduğuna inanıyordu. 6 Mayıs 1954 günü İngiltere’de Iffley Road pistindeki başlangıç çizgisinde bekleyenler arasında, o dönem bu imkânsızlığa inanmayan birkaç adamdan biri olan Roger Bannister da vardı. Yarışın sonunda Bannister bitiş ipini göğüslediği anda hakemlerin süre ölçerleri 3:59.4 değerini gösteriyordu. Bir insan imkânsızı başarmış ve bir mili dört dakikadan kısa sürede koşmuştu. Bu bilgi tüm koşucuların zihinlerine ulaştığında ise her şey bir anda tersine döndü. Daha 46 gün geçmeden bir başkası daha bunu başardı. Ardından gelen birkaç ay içinde başka koşanlar oldu, birkaç yıl içindeyse daha fazlası. Yıl 1965 olmadan rekor 3:54’e inmişti bile. Bu yaşananın özetiyse şuydu: bir şeyin imkânsız olduğu düşüncesinden kurtulabildiğinizde, o artık imkân dâhilindedir.
Yazının devamı…

Bir Kitap, Bir Yarış, Bir Haber

Bir Kitap, Bir Yarış, Bir Haber

road_to_spartaGeçtiğimiz Ekim ayında Amazon’da ön siparişe çıktığını duyduğum Dean Karnazes’in son kitabı Road To Sparta’nın Kindle versiyonunu henüz yayınlanmamışken satın aldım. 24 Ekim’de indirilebilir hale gelir gelmez de okumaya başladım. Üçte ikisini hızla okudum ancak sonra yoğun bir dönem araya girdi ve uzun süre sonra ancak tamamlayabildim. Biraz kitaptan ve yazarından söz etmek, biraz da kitabın konusu olan yarış hakkında yazmak istedim.
Yazının devamı…

Breaking2 Gelişmeleri 2

Breaking2 Gelişmeleri 2

Breaking-2 deneme koşusu
Fotoğraf: Runner’s World – Chris Lawrence

İlk duyurulduğunda Koşturmaca’nın 55. bölümünde detaylı olarak konuştuğumuz, sonrasında benim burada ilk gelişmeleri hakkında yazdığım Breaking2 projesinde geçtiğimiz günlerde yeni gelişmeler yaşandı. Bir miktar onlardan söz etmek istiyorum. Aslında iki haber var: biri Nike’ın bu projeyle birlikte ortaya çıkaracağından herkesin emin olduğu yeni model(ler)ini duyurması, diğeri ise projedeki atletlerle yapılan bir simülasyon koşusu.

Önce ayakkabılara göz atalım. Proje kapsamında yapılan çalışmalar sonucu ortaya 3 (aslında 4) model çıkmış. Bunlardan 3 tanesi konsepti doğrudan yansıtıyor biri de Nike’ın eski modellerinden biri olan Pagasus’un konsepte uydurulmuş hali olan Zoom Pegasus 34. Zoom Vaporfly 4% ve Zoom Fly mağazalardan satın alınabilecek iki model. Geriye kalan ise sadece projede koşan atletlere özel üretilmiş olan Zoom Vaporfly Elite. Modellerin detayına çok girmeyeceğim, ama şunu belirtmek gerek; bu modeller sıfırdan ortaya çıkmamış, öncülü olan prototipi Rio’da olimpiyat maratonunda Eliud Kipchoge, Feyisa Lilesa ve Galen Rupp gibi Nike atletleri denemişler.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Breaking2 Gelişmeleri

Breaking2 Gelişmeleri

Eliud Kipchoge
Eliud Kipchoge

Nike’ın Breaking2 projesini duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Konu hakkında Koşturmaca’nın 55. bölümünde Ilgaz ile konuşmuştuk. Özetle, Nike en hızlı maraton süresini iki saatin altına indirmek için bir proje başlatmıştı. Takımdan ilk bilgiler gelmeye başlamış. Kenya, Etiyopya ve İspanya’yı (Tadese Eritreli ama koçuyla İspanya’da çalışıyor) dolaşan takımın üyeleri ile görüşen Alex Hutchinson detayları yazmış. Tüm yazıyı çevirecek zamanım olmadı, ama okurken dikkatimi çeken birkaç detayı not ettim, onları paylaşayım.
Yazının devamı…

İki küçük değişiklik

İki küçük değişiklik

İki değişiklikten bu blogda hiç söz etmediğimi fark ettim. Blogu takip edenlerle bu iki haberi paylaşmam gerektiğini düşünüyorum. Çok uzatmadan hızlıca bunlardan söz etmek istiyorum.

Antrenman günlüğü

2008 yılında koşmaya başladığımda antrenman kayıtlarımı elektronik tablolarda tutuyordum. Bir yıl kadar sonra bunun için bir internet sitesi arayışına girdiğimi anımsıyorum. Çok fazla alternatif yoktu ve bulduklarım arasında en çok hoşuma gideni Dailymile olmuştu. Uzun zaman antrenman günlüğümü Dailymile’da tuttum. O site sayesinde çok fazla arkadaşım oldu ve çok şey öğrendim. Hatta bu blogda Dailymile’ı tanıtan bir yazı da yazmıştım. Özelliklerini sevdiğim, bana katkısı çok olduğu için övmüş, herkese tavsiye etmiştim. Sitenin özellikleri bedava kullanılıyordu (hala da öyle). Ben geliştirip ayakta tutanlara destek olmak için mağazalarından tişörtler satın aldım. Yetmedi çok fazla ek özellik vaat etmese de paralı üye oldum. Ama yıllar geçtikçe sitenin hiçbir ilerleme kaydetmediğini fark etmeye başladım. Onlar yapmıyorlarsa ben bir özellik ekleyeyim diyerek bir tarayıcı eklentisi bile yazdım. Öte yandan yavaş yavaş çok daha kullanışlı ve özellikli alternatifler ortaya çıkıyordu. Bunlardan en dikkat çekici olanı, aslen bisikletçileri hedeflemiş olan Strava’ydı. Önce bir süre iki siteyi aynı anda kullandım ama sonra geçtiğimiz Ağustos ayı itibariyle Dailymile’dan tamamen koptum.
Yazının devamı…

VeloTürk Gran Fondo

VeloTürk Gran Fondo

Festival logoGran Fondo, kalabalık bir grupla uzun mesafeli bisiklet binişlerine verilen isim. Bu bir yarış da olabiliyor sadece bir biniş de. Hem bir spor olayı hem de kültürel bir deneyim. Başlangıcı 1900lerin başlarında İtalya’ya kadar uzanan bir kavram. Ülkemizde daha önce organize edildi mi bilmiyorum ama benim duyduğum ilk etkinlik geçtiğimiz hafta sonu Kapadokya’da gerçekleşen Salcano Kapadokya Bisiklet Festivali çerçevesinde gerçekleştirildi. Ben de oradaydım ve gördüklerimi özetlemek istedim.
Yazının devamı…

İmkansıza Adım Atmak

İmkansıza Adım Atmak

tedx youth logoTED konuşmalarını duymayan yoktur herhalde. 15-20 dakikalık ilham verici, çarpıcı bilgilerin paylaşıldığı konuşmaları hepimiz internet aracılığıyla izleyebiliyoruz. TED toplantıları çok az sayıda yapılıyor ve konuşmacılarını çok özenle seçiyorlar. Konuşmaların içeriğine ve sunuma çok önem veriyorlar ve sıkı kuralları var. Bu etkinlikler dünyada çok az sayıda düzenleniyor ve izleyici olarak katılmak bile gerçekten çok zor. İnsanların bu yaklaşıma çok ilgi duyduğunu gördüklerinden kendi kurallarına uymak koşuşuyla ve bir lisans vererek TedX adı altında bağımsız organizasyonlar düzenlenmesine de izin vermişler. Bu tip organizasyonların sayısı hızla artıyor. Türkiye’de de çok sayıda düzenlenmeye başladığını görüyoruz TedX etkinliklerinin.
Bir halka daha genişleterek TedxWomen ve TedXYouth gibi daha küçük gruplara da etkinlik şablonları üretmişler. Bilkent Lisesi öğrencileri de birkaç yıldır TEDxYouth@BLIS adı altında bir TedXYouth etkinliği düzenliyorlar. Öğretmenlerinin kılavuzluğunda tüm organizasyonu öğrenciler yapıyor. TEDxYouth@BLIS, bu yıl da 25 Şubat’ta düzenlendi. Organizasyondaki öğrenciler benden de bir konuşma yapmamı istediler. Çarşamba günü akşam 15 dakikalığına sahnelerini bana ayırdılar. Koşmak ve dayanıklılık sporları hakkında bilgi vermeyi ve az da olsa kafa karıştırmayı, sorgulatmayı hedefleyen bir konuşma hazırladım. Umarım hedefine ulaşmıştır.
Konuşmanın metnini burada da paylaşırsam belki daha fazla insana ulaşabilir diye düşündüm. Konuşma tam olarak böyle olmadı belki ama hazırlanırken üzerinde çalıştığım halini aşağıda paylaşıyorum.
Yazının devamı …

Koşu Forum

Koşu Forum

Koşu forum logoAşağıdaki yazı Aykut Çelikbaş tarafından yazılmıştır. Yaklaşık bir ay önce kullanıma açtığımız Koşu Forum‘dan söz edecek, tanıtımını, anlatımını yapacaktım ama aklıma Aykut’un bunu Facebook’ta çok güzel yaptığı geldi. Ben de onun tanıtım yazısını aynen buraya taşımayı tercih ettim.
Uzun yıllardır sıkı bir forum kullanıcısı olarak her zaman Türkiye’de sadece koşuya özgü bir forumun eksikliğini hissetmiştim. Bu konuda geçen seneden beri Mert (bu ben oluyorum :)) ile fikir alış verişi yaparken sonunda bunu Koşu Gazetesi’nde uygulamaya karar verdik. “Verdik” diye çoğul konuşuyorum ama Mert yazılım tarafında işin o kadar büyük bölümünü yaptı ki bana pek bir iş düşmedi. Sonuçta Raidlight Türkiye’nin de desteği ile bunu hayata geçirdik.
Yazının devamı…

Ironman Copenhagen Yarış Raporu

Ironman Copenhagen Yarış Raporu

IM Copenhagen madalyaEvet, 24 Ağustos pazar akşam üzeri saat 18:40 civarında Kopenhag şehir merkezinde gözlem gerçekleşti ve dalga fonksiyonu bir gerçekliğe çöktü. Bu, ilk uzun mesafe triatlonumda (Ironman yarışımda) bitiş çizgisini 11 saat 5 dakika 3 saniyede geçtiğim gerçeklikti. Ankara’dan yola çıkıp başlangıç noktasına ve anına kadar geçirdiğim yolculukta ve sonrasında tüm gün süren aktivite sırasında oluşabilecek yüzlerce, binlerce olası şeyden bazıları yaşandı ve geçen yıl kayıt işlemi ile başlayan bu macera bu şekilde bitti. Kafamda hep “bisikletten inince bu yarış bitecek” düşüncesi vardı. Gerçekten de koşmaya başladığımda bitirmiş kadar heyecanlandım. Ama koşuda zaman ilerledikçe işin hiç de öyle olmadığı ortaya çıkacak ve sonlarda işler biraz zorlaşacaktı. Aşağıda önce fazla detaya girmeden yarış öncesini ve yarışı, sonrasında da hazırlık dönemimi paylaşmaya çalışacağım.
Yazının devamı…