İki küçük değişiklik

İki küçük değişiklik

İki değişiklikten bu blogda hiç söz etmediğimi fark ettim. Blogu takip edenlerle bu iki haberi paylaşmam gerektiğini düşünüyorum. Çok uzatmadan hızlıca bunlardan söz etmek istiyorum.

Antrenman günlüğü

2008 yılında koşmaya başladığımda antrenman kayıtlarımı elektronik tablolarda tutuyordum. Bir yıl kadar sonra bunun için bir internet sitesi arayışına girdiğimi anımsıyorum. Çok fazla alternatif yoktu ve bulduklarım arasında en çok hoşuma gideni Dailymile olmuştu. Uzun zaman antrenman günlüğümü Dailymile’da tuttum. O site sayesinde çok fazla arkadaşım oldu ve çok şey öğrendim. Hatta bu blogda Dailymile’ı tanıtan bir yazı da yazmıştım. Özelliklerini sevdiğim, bana katkısı çok olduğu için övmüş, herkese tavsiye etmiştim. Sitenin özellikleri bedava kullanılıyordu (hala da öyle). Ben geliştirip ayakta tutanlara destek olmak için mağazalarından tişörtler satın aldım. Yetmedi çok fazla ek özellik vaat etmese de paralı üye oldum. Ama yıllar geçtikçe sitenin hiçbir ilerleme kaydetmediğini fark etmeye başladım. Onlar yapmıyorlarsa ben bir özellik ekleyeyim diyerek bir tarayıcı eklentisi bile yazdım. Öte yandan yavaş yavaş çok daha kullanışlı ve özellikli alternatifler ortaya çıkıyordu. Bunlardan en dikkat çekici olanı, aslen bisikletçileri hedeflemiş olan Strava’ydı. Önce bir süre iki siteyi aynı anda kullandım ama sonra geçtiğimiz Ağustos ayı itibariyle Dailymile’dan tamamen koptum.

Dailymile’da 2106 adet paylaşımım var. Bunlarım 1518 tanesi antrenman, 588 tanesi de not, imaj veya video. 1158 koşu, 111 bisiklet ve 162 yüzme antrenmanı girmişim. Dailymile’da kayıtlı 15026 km koşum, 6412 km bisiklet sürüşüm ve 270 km yüzmem var. Paylaşımlarıma toplamda 14136 adet yorum yazan ve 3855 beğeni veren tüm Dailymile dostlarına teşekkür etmem lazım. Beni yıllar boyunca hep desteklediler ve motive ettiler. Umarım ben de birkaçına destek olabilmiş onları biraz da olsa motive edebilmişimdir.
Keep calm and check StravaStrava antrenmanlar hakkında çok daha detaylı incelemelere olanak veriyor. Yaklaşımlarının temelinde mühendislik bakış açısı olduğu çok net. Veri, grafik, inceleme, istatistik gibi şeyler sizin için önemliyse Strava sizi hızla cezbediyor. Öte yandan Dailymile’ın sağladığı sosyal etkileşimin olduğu söylenemez. Antrenmanlara “Kudo” denilen beğeniler verilebiliyor ve yorum yazılabiliyor ama nedense Dailymile’daki sosyal etkileşim yok. Bunun nedeni belki de yukarıda yazdığım kavramlara önem veren kullanıcıların burada toplanmasıdır. Strava, “segment” denilen bir yapı ile rekabeti de üst düzeye taşıyor. Hem arkadaşlarınızla, hem kendinizle hem de diğer tüm Strava kullanıcıları ile rekabet edebiliyorsunuz. Starava’nın beni çeken diğer bir özelliği ise çoklu spor yapanlara sağladığı kolaylıklar. Son birkaç yıldır triatlona merak salmamın etkisi ile aradığım bu özelliklerden faydalanmak için paralı üyeliğe geçtim. Paralı üyelikte çok daha fazla özellik sunduklarını ve bu özelliklerin yıllık ücrete değdiğini de gördüm. Şimdi burada Strava’nın tüm özelliklerine detaylı olarak girmeyeceğim, belki başka bir yazıda tanıtırım ama yerinde saymadıklarını, yeniliklerle kullanıcılarını sık sık şaşırttıklarını, kendi düşünemedikleri için anketlerle kullanıcılarından geri bildirim aldıklarını söyleyebilirim. Sonuç olarak blogun iletişim başlığından Dailymile bağlantısını çıkarıyorum. Artık sadece Strava kullanıyorum.

Artık Ritim’in bir Facebook sayfası var

Ritim Facebook
Takip edenler bilir bu blogda kısa haberlere, özet paylaşımlara veya özensiz yazılara yer vermek istemiyorum. Burada yapmak istediğim şey, uğraştığım sporlar hakkında öğrendiklerimi paylaşmak, konuyla ilgilenen kişilerin sürekli erişebilecekleri bir bilgi kümesi oluşturmak ve bunu yaparken kendi spor geçmişimi kalıcı hale getirmek. Bu nedenle konu ister tek bir kavram üzerine olsun ister bir yarışın raporu olsun yazdıklarımı olabildiğince detaylandırmaya çalışıyorum. Haliyle yazılar epey uzuyor. Böyle detaylı yazmak zaman alan ve yorucu bir iş olduğundan yazıların arasında geçen süreler de uzun oluyor. Böyle olmasını ben özellikle istiyorum. Öte yandan okuduğum bazı haberleri, makaleleri, izlediğim bazı videoları hızla paylaşmak istiyorum. Bu paylaşımları şimdiye dek kişisel Facebook hesabımda yapıyordum. Öyle yapınca sadece bu paylaşımları takip etmek isteyen insanlar benim koşu ve spor dışındaki paylaşımlarımı da izlemek durumda kalıyordu. Koşu ve sporla ilgilenmeyen diğer tanıdıklarımı da bu konularla bunaltıyordum. Çözümü blogun Facebook sayfasını oluşturmakta buldum. Sanırım şimdi her şey rayına oturdu. Küçük, hızlı, detaysız paylaşımlar için artık Ritim Mert Derman Facebook sayfası var. Dilerseniz orayı da izlemeye başlayabilirsiniz.

“İki küçük değişiklik” hakkında 4 yorum var

  1. Selam Mert; Strava’da deneme için premium üyeliğe geçtim. Şu suffer score ce points in red bağlantısnı pek çözemedim. “Points in Red” için şöyle bir açıklama var Strava’da: “Points in the Red
    Points in the Red is the portion of your Suffer Score that you earned in your Zone 4 and Zone 5 heart rate zones. Points in the Red shows you the intensity of your workout – if your Suffer Score and Points in the Red are the same, you were hammering the entire time!”.
    Zone 4’ten ve 5’ten nasıl kazanılıyor? Sanki uzun tempo antremanı yapınca bu skor iyileşiyor sanırım, doğru mu? Suffer score ve Points in Red eşitse süper koşmussun diyor. Bu hiç oluyor mu? Ya da ne durumda oluyor?
    teşekkürler
    Fatih

    1. Evet Fatih, benim de bildiğim öyle. Yani, ne kadar yüksek nabızlarda ne kadar uzun süre kalırsan Suffer Score o kadar yüksek çıkıyor. Suffer Score hesabında Z4 ve Z5’te kaldığın süreyle elde ettiklerin de Points in Red oluyor. Eğer çok hızlı bir uzun tempo koşuyorsan, çok ısınmadan veya ısınmayı farklı bir aktivite olarak kaydedip, direkt Z4’e çıkıp orada zaman geçirirsen ikisi birbirine eşit olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir