Koşu Forum

Koşu Forum

Koşu forum logoAşağıdaki yazı Aykut Çelikbaş tarafından yazılmıştır. Yaklaşık bir ay önce kullanıma açtığımız Koşu Forum‘dan söz edecek, tanıtımını, anlatımını yapacaktım ama aklıma Aykut’un bunu Facebook’ta çok güzel yaptığı geldi. Ben de onun tanıtım yazısını aynen buraya taşımayı tercih ettim.
Uzun yıllardır sıkı bir forum kullanıcısı olarak her zaman Türkiye’de sadece koşuya özgü bir forumun eksikliğini hissetmiştim. Bu konuda geçen seneden beri Mert (bu ben oluyorum :)) ile fikir alış verişi yaparken sonunda bunu Koşu Gazetesi’nde uygulamaya karar verdik. “Verdik” diye çoğul konuşuyorum ama Mert yazılım tarafında işin o kadar büyük bölümünü yaptı ki bana pek bir iş düşmedi. Sonuçta Raidlight Türkiye’nin de desteği ile bunu hayata geçirdik.

“Sosyal medya zaten her işimizi görüyordu, bu forum olayına ne gerek var ki?” diye düşünenler olacaktır. Doğru, herkes için gerek olmayabilir ama bir kesim için olabilir ve biz olabileceğini düşündük. Sosyal medyada yazılanlar çoğu zaman suyun üzerine yazılmış gibi. Evet, bir anda çok sayıda kişiye ulaşma şansınız var ama yazılan şeyler birkaç gün sonra uzayın derinliklerinde kayboluyor. Daha derinlemesine ve uzun konuşulması gereken konuları ya konuşamıyorsunuz ya da konuşmak istemiyorsunuz. Ek olarak bazı koşucular çeşitli sebeplerden sosyal medyayı kullanmıyor. Ortam sadece takipçilerle sınırlı ve bazı kişiler birisini sadece koştuğu için onu yakın arkadaşları ve ailesinin olduğu ortama dâhil etmek istemeyebilir. Forumda böyle zorunluluklar yok.
Üstelik ortamda sadece koşucular olmadığı için birçok konuyu ya açmak istemiyorsunuz ya da konu kısa sürede hedefinden sapıyor. Bir örnek vermek gerekirse, diyelim yemekli bir toplantıya gittiniz ve oturduğunuz masada 6 kişi var. Bunların üç tanesi koşuyor, diğerleri spor yapmıyor. Bu ortamda koşu hakkında belki yüzeysel olarak konuşabilirsiniz ama konudan uzak kişiler varken uzun uzadıya ve detaylı şekilde konuşmanız pek mümkün olmaz. Ayaküstü konuşup başka konulara geçersiniz. Facebook koşuyla ilgili konular yönünden biraz buna benziyor. Dailymile bu yönden daha olumlu gibi gözükse de onda da karakter kısıtlamaları, yazılanların bir süre sonra rahatça bulunacak bir formatta arşivlenmemesi gibi çok çeşitli problemler var.
Forumun farkı burada devreye giriyor. Sadece koşucuların oturup sohbet ettiği bir kafe gibi düşünebilirsiniz. Eğer koşuyla ilgili daha derin ve kalıcı bilgi paylaşımı yapmak istiyorsanız forum hâlâ rakipsiz. Ayrıca forum zaten sosyal medyaya rakip değil, sadece birini seçmeye gerek yok. Hepsinin kullanım alanları ve amaçları farklı.
Biz böyle bir ortamı faydalı bulacak koşucular olduğunu düşündük. Bu düşüncenin doğru olup olmadığını öğrenmenin tek yolu denemek. Yanılmışsak ne olur? Hiçbir şey olmaz. Zaten yıllardır hem kendi bloglarımızda hem de Koşu Gazetesi’nde bir karşılık beklemeden deneyimlerimiz ölçüsünde bildiklerimizi, öğrendiklerimizi uzun uzun ve derinlemesine paylaşıyoruz. Yine aynısını yapmaya devam eder ve “demek ki başka bir şeye ihtiyaç yokmuş” deriz. Aklımızda da bir soru işareti kalmaz.
Çok uzattım farkındayım. Uzun lafın kısası, koşu için elimizden geldiği kadar kaliteli bir paylaşım ve tartışma ortamı hazırlamaya çalıştık. Bundan sonrası bizim veya birkaç kişinin çabası ile olacak bir şey değil. İş büyük oranda forum kullanıcılarına kalmış. Eğer bu ortamı faydalı bulursanız kendinizinmiş gibi kullanın, koruyun, medeni şekilde tartışın ve bilgiyi paylaşın.
http://forum.kosugazetesi.com/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir