Kategori: Araçlar

Garmin Forerunner 620 ve 220

Garmin Forerunner 620 ve 220

Garmin Forefunner 620 ve 220Garmin saat almayı planlıyor ve hangisini alsam diye düşünüyorsanız biraz bekleyin. Bugün Garmin iki yeni model duyurdu; FR 620 ve FR 220. Model numaralarına bakınca hemen bu blogda da incelemelerini yayınladığım iki modelin devamı oldukları anlaşılıyor; sırasıyla FR 610 ve FR 210. Ancak bu iki yeni model ile Garmin, çok farklı, yeni yaklaşımları masaya taşıyor. Henüz saatler satışa çıkmadı, zaten çıksa bile ülkemize gelmesi zaman alabilir. Dolayısıyla ben de henüz görüp deneyemedim ama yenilikleri çok dikkat çekici olduğundan hızla burada paylaşmak istedim.
Yazının devamı…

Koşu Ayakkabısı Seçimi

Koşu Ayakkabısı Seçimi

Ayakkabı yığınıSon zamanlarda şu tip sorularla sıkça karşılaşıyorum: “sence hangi koşu ayakkabısını almalıyım?”, “şu markanın şu modelini alayım mı?” ya da “sence şu marka koşu ayakkabısı mı daha iyi yoksa şu marka mı?” Koştuğumu, bu konuda bir blogum olduğunu ve koşu ayakkabıları hakkında birkaç yazı yazdığımı bilen, koşan veya koşmaya başlamayı düşünen çok sayıda insan benzer şeyler sormuştur. Bu konuda verdiğim yanıtları kısa bir yazıda toparlayıp kalıcı olması açısından ve daha sonra soracak olanlara okumaları için bağlantısını paylaşmak üzere burada yayınlamaya karar verdim.
Yazının devamı…

Saucony Virrata İncelemesi

Saucony Virrata İncelemesi

Saucony VirrataAğır, kalın tabanlı ve topuk farkı çok fazla olan ayakkabılardansa daha hafif, esnek ve topuk farkı düşük ayakkabıları tercih ediyorum. Daha önceki ayakkabı incelemelerimi ve ayakkabılar üzerine yazdığım birkaç yazıyı okuyanlar bu eğilimimi fark etmişlerdir. Saucony’nin bu kategorideki en çok satan model serisi olan Kinvara‘yı epey kullandım. İçinde yarı ve tam maraton koştum. Üçüncü nesli ile bir de triatlon koşu bölümü tamamladım. Kinvara benim koşu tarzıma ve ayak yapıma çok uygun. Bir inceleme yazısında da onun kuzeni hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Yazının devamı…

Saucony Kinvara 3 İncelemesi

Saucony Kinvara 3 İncelemesi

Kinvara 3Kendime yeni koşu ayakkabıları almak için Avrasya Maratonu’nun geçmesini beklemiştim. 2013 yılında koşulacak Geyik Koşuları‘na ve İznik Ultra‘ya katılacağım için muhakkak bir patika ayakkabısı edinmem gerekiyordu. Ayrıca patika dışı kullandığım tüm ayakkabılarım da belirli bir kilometreye ulaştığından bir de asfalt ve piste yönelik bir ayakkabı almayı planlamıştım. İkisini birden almak için aralık ayında, sonradan Outrunner mağazasını açan Selçuk’un önceki mağazasına gittim. Aldığım patika ayakkabısı ile ilgili bir yazı da yazacağım ama bu yazının konusu o gün aldığım ve 2-3 aydır kullandığım Kinvara 3. Hazır Kinvara 4’ün de mayıs başında piyasaya çıkacağı duyurulmuşken çok geç kalmadan bu incelemeyi yayınlamam gerek.
Yazının devamı…

Yüzmede kulaç mesafesi ve kulaç sıklığı

Yüzmede kulaç mesafesi ve kulaç sıklığı

Phelps  kulacıAvrasya Maratonu beni koşmaya küstürdüğünden midir yoksa kışın bunaltıcı karanlığından mı yoksa kararsızlıktan mıdır bilinmez aralık ayından beri bisiklete ve yüzmeye daha çok zaman ve enerji harcar oldum. Bisiklete, evde çalıştırıcıda (trainer) biniyorum. Haftada en az üç defa da havuzda yüzmeye gidiyorum. Her gidişimde en az 2000m yüzmeye çalışıyorum. Yarışlarda zihinsel olarak bu duruma alışık olabilmek adına haftada bir antrenmanımı uzun yüzmeye ayırıyorum. Geri kalan iki günde de farklı setlerle hızlanmaya, formumu iyileştirmeye çalışıyorum. Bu yazıda da yüzme konusunda edindiğim bazı bilgilere ve deneyimlere değineceğim. 50 m bile yüzemezken nasıl uzun mesafeler yüzmeye başladığımı anlattığım yazımda SR (stroke rate-kulaç sıklığı) ve SPL (strokes per length-belli bir mesafede atılan kulaç sayısı, genelde 50 m) konularından söz etmiştim. Şimdi bu iki konuya değineceğim.
Yazının devamı…

İçeride Bisiklet

İçeride Bisiklet

Garmin hız ve kadans sensörüYüzmeye başladığımdan söz ettiğim ve sonrasında kararsızlığımı paylaştığım yazılarda belirttiğim gibi koşunun yanına yüzme ve bisikleti eklemek için çabalıyorum. Yazın sonlarında yüzme konusunu hallettim ama Avrasya Maratonu’ndan önce bisiklete çok bulaşmamaya çalışınca ben pedallamaya başlayamadan kış geldi. Oysa sağ olsun bir arkadaşım bana kullanmadığı eski yarış bisikletini vermiş ve ben de üzerinde gerekli düzeltmeleri yapıp hazır hale getirmiştim. Ankara bir anda soğuyunca bisiklet gerçek anlamıyla sonraki bahara kaldı.
Yazının devamı…

GPS Nedir ve Koşu Saatlerindeki Hatalar

GPS Nedir ve Koşu Saatlerindeki Hatalar

– Bence Garmin 405 çok hatalı ölçüyor abi, 610 çok daha iyi.
– Garmin mesafe ölçümünde kökten kötü, bence Polar kullanalım.
– iPhone’da kullandığım uygulama koşumu düdük gibi ölçüyor, oysa ben 10 km olduğunu biliyorum.

GPS uydularıBunlar size de çok tanıdık geldi, değil mi? Ben sürekli GPS destekli saatinin/telefonunun doğru ölçüm yapmadığından yakınan koşucular, bisikletçiler duyuyorum. Hepsinin çok net delilleri var. Hepsi de haklılar aslında. Ben de benzer deneyimler yaşıyorum. Özellikle yarışlar sonrasında bu konuda çok titiz oluyoruz. Organizasyonu suçluyoruz, sonucumuzu saatimize göre yeniden hesaplayıp onu doğru kabul ediyoruz veya toptan sonucu reddediyoruz. Teknoloji meraklısı olan koşucular veya bisikletçiler olayın üzerine gidip detaylı analizler ve hesaplamalar yapıyor. Bazı blog yazarları çok sayıda saatle testler gerçekleştiriyorlar. Sonuçlar birbiri ile uyumsuz olsa da tek bir noktada buluşuyorlar: GPS destekli saatler hatalı ölçüm yapıyor.
Tartışma bu kadar yaygınken ben de çözüme, çözüme değilse bile anlamaya katkıda bulunmak için bir şeyler yazmak istedim. Aslında kolumuzdaki saatleri ya da üreticilerini taşa tutmadan önce gelin isterseniz bu GPS denen şey ne ve nasıl çalışıyor, nasıl sorunlarla mücadele ediyor onu biraz inceleyelim. Teknik detaylara pek girmeyeceğim, ama az da olsa konuya giriş yapmamız şart. Bunu yaparken biraz uzun da olsa GPS konusundan bahsetmek istiyorum. Çünkü cevabımızı oradaki detaylarda bulacağız.
Yazının devamı…

New Balance Minimus Trail 10

New Balance Minimus Trail 10

New Balance Minimus Trail 10Eylül ayında Ankara’da Eymir Gölü çevresinde koşulan yarı maratonda tempo ekibinde yer almıştım. Yarışın ana sponsoru olan New Balance Türkiye, tempo ekibinde yer alanların ayakkabı olarak diledikleri bir modeli seçebileceklerini söylediğinde uzun süredir aklımda olan iki ayakkabıyı denemek üzere en yakın New Balance mağazasının yolunu tuttum. Biri 890 V2 diğeri ise Minimus Trail 10 idi. 890 V2 daha konvansiyonel bir kategoride, tam bir geçiş ayakkabısı olarak nitelendirilemese de 8mm topuk farkı ve hafifliği ile diğer modellerin dışında duruyordu. Ama ben daha uç bir kategorinin parçası olan Minimus Trail 10’u tercih ettim. Aslında bu tercihi çok da çabuk yapamadım. Bunun nedeni aslında MT10’un özünde bir patika (trail) ayakkabısı olması benimse daha çok yolda ve pistte koşuyor olmamdı. Düşünürken, geçmişte bu ayakkabı hakkında deneyimlerini paylaşanların yolda da kullanışlı olduğu yönündeki yazdıkları aklıma geldi ve kararımı verdim. Ayakkabıyı eylül ayından beri kullanıp da bu yazıyı bu kadar geç yazmamın nedeni ise MT10’u henüz geçen hafta ilk kez patikada denemiş olmam. Aslen bir patika ayakkabısı olan MT10 incelemesi yazıp da hiç patikada deneyimlememek yanlış olurdu.
Yazının devamı…

Kış aylarında koşmak

Kış aylarında koşmak

karda kışta koşmak
böyle bir şey değil

Eveeet, işte o günler geldi çattı. Sonbaharda serin havalarda keyifli keyifli koşarken bir anda kendimizi kışın ortasında buluverdik. Hava sıcaklıkları sıfıra yaklaştı hatta Ankara gibi iç bölgelerde eksi sıcaklıklarda koşar olduk. Hava soğuk da olsa yağmurla veya rüzgârla işimiz çok zorlaşmıyor belki. Peki, ama kar, buz? Sabah erken koşanlar için hava daha karanlıkken sıcak yataktan ayrılıp buz gibi havaya çıkmak, akşam koşanlar için ise sıcacık eve girip kendini koltuğa atmak varken yeniden giyinip soğuk ve karanlık yollara çıkmak çok zor. İşin motivasyon kısmını bu yazı için atlayıp bu zor hava koşullarında kendimizi hastalık veya sakatlıktan koruyarak koşmaya nasıl devam edebiliriz ona bakalım.
Yazının devamı…

Dailymile için Chrome Eklentisi

Dailymile için Chrome Eklentisi

weekRes128Dailymile; koşan, bisiklete binen ve hatta genel anlamda her türlü spor yapan insanlar için kullanışlı bir site. Daha önce detaylı bir yazı yazmıştım. Ancak nedendir bilinmez geliştiricileri yeni özellikler katmak konusunda biraz yavaşlar. Uzun zamandır birçok kullanıcının dile getirdiği çokça yenilik ihtiyacı varken pek kulak asmıyorlar. Komünitenin kalabalık ve kaliteli olması kullanıcıların bu eksiklikleri göz ardı etmesini sağlıyor ama şikayetler yok değil. Yazılım işinde çalışan biri olarak (her ne kadar sitenin altyapısını bilmesem de) bazı özelliklerin kolaylıkla eklenebileceğini düşünüyorum. Belki bu girişimlerini paraya dönüştürmenin yollarını arıyorlardır diye düşünüyordum ama yıllık ücret talep ettikleri “pro” hesabına geçtikten sonra orada da beklediğimi göremeyince farklı gerekçeleri olduğuna kanaat getirdim. Zaten “pro” hesaba geçme amacım da ek özelliklere erişmekten çok böyle bir uygulamayı geliştirip sürdürdükleri için geliştiricilerine teşekkür etmekti.
Not: Artık eklentinin blogda kendine özel bir sayfası var. Orada daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Yazının devamı…