Kategori: Yarış

Festival des Templiers – Endurance Trail 100 km

Festival des Templiers – Endurance Trail 100 km

Endurance Trail madalyaBu yılın ana hedefi bir 100 mil yarışı koşmaktı. Diğer her şey ikinci plandaydı. Tamam, üç saatten hızlı bir maraton hep ve hala hedef, ama bu yılın ana hedefi değildi. Ana hedefe başarıyla ulaşıldığını önceki yazıda uzun uzadıya anlatmıştım. Peki bir yılda/sezonda en önemli hedefe başarıyla ulaşan koşucu sonrasında ne yapar? Yarış sonrası hüzün (post race blues) kaçınılmaz. İnsan büyük bir hedefe uzun zaman çalışıp ulaştığında “Eee şimdi ne olacak?” hissine muhakkak kapılıyor. Belki siz yaşamıyorsunuzdur, ama bunun genel bir durum olduğunu biliyorum; hem de sadece koşu veya spor konusunda değil, her konuda. Bu hissin bir etkisi de motivasyon düşüklüğü olabiliyor. Kurtulmanın bir yolu sonraki yarışı belirlemek ve ona odaklanmak. Bu büyük bir hedef olmayabilir, sadece koşulacak ve bitişe ulaşılacak bir yarış dahi bu konuda yardımcı olabilir. Ama öte yandan dinlenmek ve sakatlanmamak için de yeterli süre ayırmak gerekiyor. Bu dengeyi bulmanın çok kolay olmadığına daha önce değinmiştim. Sanırım bu sefer bardağı kırmadan kaldırabildim ve 100 mil yarışından tam 33 gün sonra 21 Ekim cuma günü Fransa’da bir 100 km yarışı koştum.
Yazının devamı…

Black River Run 100 mil yarış raporu

Black River Run 100 mil yarış raporu

We choose to do these things, not because they are easy, but because they are hard. _JFK

Bütün bunları kolay oldukları için değil, aksine zor oldukları için seçtik. _JFK

2016 yılı için iki önemli hedefim vardı; biri maratonu üç saatin altında bitirmek, diğeri ise bir 100 mil yarışı koşmak. Blogu takip edenler, ilkinin artık benim için ilginç bir çekişmeye dönüştüğünü, bir türlü o hedefime ulaşamadığımı zaten biliyorlar. Uzun mesafe koşusunun bana öğrettiği en güzel şey sabretmek, o nedenle o ilk hedef için uygun zamanın gelmesini sabırla beklemeyi sürdürüyorum. İkinci hedef için de sabretmem, sabırla çalışmam ve onu yapacak duruma geleceğim zamanı beklemem gerekiyordu. İşte ben o zamanın 2016 yılı olduğunu düşündüm, çalıştım ve 17-18 Eylül 2016 hafta sonu, ilk 100 mil yarışımı koştum.

Black River Run 2016 öncesi
Yarış başlamadan hemen önce

Yazının devamı… Yazının devamı…

Raidlight Aladağlar Sky Trail 2016 Yarış Raporu

Raidlight Aladağlar Sky Trail 2016 Yarış Raporu

Aladağlar Sky Trail - LogoBir rotada daha önce koşmuş olmak sonraki koşularda insanın daha rahat olmasını sağlıyor. Sanırım, yolda neyle karşılaşacağını tam olarak bilen zihin başka değişkenlere odaklanabiliyor. Bunu son olarak, geçtiğimiz hafta sonu cumartesi sabahı ikincisi koşulan Raidlight Aladağlar Sky Trail yarışının ilk bölümünde hissettim. Geçen yıl da koşmama rağmen ilk bölümünde diyorum çünkü bu yılki yarış rotasının son 15 kilometrelik kısmı ilk yıl koşulandan farklıydı. Yapılan değişiklik, rakamlarla veya grafiklerle ifade edilmiş, hatta uzun uzun anlatılmıştı ama geçen yıl yazdığım raporda da belirttiğim gibi “rakamlar, grafikler, hatta fotoğraflar bile orada olmanın nasıl bir şey olduğunu, o zorluğu anlatmaya yetmiyor”. Yarış sırasında fark ettim ki ya anlatılanları can kulağıyla dinlemedim ya da değişikliği biraz fazla hafife aldım. Rotadaki değişikliğin detaylarına değineceğim ama gelin önce yarışın genelinden ve benim bu yılki yarışımdan bahsedeyim.
Yazının devamı…

40. Paris Maratonu

40. Paris Maratonu

Paris maratonu madalyaHatırlar mısınız, robotik ve mekatronik teknolojilerinin henüz bu kadar gelişmediği yıllarda bir bardak suyu veya bir yumurtayı tutup kaldırmaya çalışan robot kol videoları vardı. O zamanlar, basıncı duyargalarla bugünkü kadar hassas algılatmak veya gücü motorlara şu anki kadar hassas uygulatmak zor bir işti. Bu işlerle uğraşmayan bizler için, bu basit işlevleri yerine getirirken bardakları veya yumurtayı parçalayan sakar robotları izlemek eğlendiriciydi. Çok yakın tarihli iki maraton koşmak konusunu düşündüğümde aklıma bu robot kollar ve başarılı/başarısız birçok video geliyor. “Ne ilgisi var” diye düşünüyorsanız, mart başındaki Runatolia’dan 4 hafta sonra koştuğum Paris Maratonu’nun aşağıdaki hikayesinde bu konuya da değineceğim.
Yazının devamı…

Runatolia 2016 Yarış Raporu

Runatolia 2016 Yarış Raporu

20160307_072038
Fotoğraf: Mert Derman

Geçen yıl Antalya’da maraton koşmama rağmen bir yarış raporu yazmamıştım. Belki blogun dikkatli takipçileri bunu fark etmiş ve başarısız bir yarış olduğundan raporunu yazmadığımı düşünmüş olabilir. O yarışa başlarken biraz hastaydım ve daha yarışın çok başlarında hiçbir şeyin istediğim gibi gitmediğini, gitmeyeceğini fark etmiştim. Hatta bir noktada neredeyse yarışı bırakmaya karar veriyordum. Böylesine kontrolsüz başlayıp biten bir yarışın raporunun kimseye bir faydası olmayacağını düşündüğüm için yazmadım. Bu yılın yarışını geçtiğimiz hafta sonu, 6 Mart pazar günü koştum. Hedefi tutturamadım ama raporu yazılmaya değer, kontrollü bir yarış koştuğumu düşünüyorum.
Yazının devamı…

Gloria Ironman 70.3 Türkiye – 2015

Gloria Ironman 70.3 Türkiye – 2015

Gloria Ironman 70.3 madalyaGeçtiğimiz hafta sonu yani 25 Ekim 2015 pazar günü Türkiye’de ilk kez Ironman markası altında bir orta mesafe triatlon yarışı gerçekleşti. Yarış, WTC’nin (World Triathlon Corporation-Dünya Triatlon Kuruluşu) markası olan resmi bir Ironman yarışıydı ama Türkiye’deki organizasyonu Gloria oteller zinciri gerçekleştirdi. “Gloria” ismini ilk duyduğumdan beri aklımda rock tarihine damga vurmuş, aslında 1964 yılında Them grubu tarafından yaratılmış ama inanılmaz çok sayıda grup ve kişi tarafından çalınıp söylenmiş “Gloria” şarkısı var. Yarış hakkındaki görüşlerimi ve kendi yarışımın raporunu aşağıda okuyacaksınız. Dilerseniz okumaya başlamadan şarkıyı başlatın ve şarkı eşliğinde okuyun. Ben onlarca cover arasından The Doors’unkini seçtim.
Yazının devamı

VeloTürk Gran Fondo

VeloTürk Gran Fondo

Festival logoGran Fondo, kalabalık bir grupla uzun mesafeli bisiklet binişlerine verilen isim. Bu bir yarış da olabiliyor sadece bir biniş de. Hem bir spor olayı hem de kültürel bir deneyim. Başlangıcı 1900lerin başlarında İtalya’ya kadar uzanan bir kavram. Ülkemizde daha önce organize edildi mi bilmiyorum ama benim duyduğum ilk etkinlik geçtiğimiz hafta sonu Kapadokya’da gerçekleşen Salcano Kapadokya Bisiklet Festivali çerçevesinde gerçekleştirildi. Ben de oradaydım ve gördüklerimi özetlemek istedim.
Yazının devamı…

Raidlight Aladağlar Sky Trail 2015 Yarış Raporu

Raidlight Aladağlar Sky Trail 2015 Yarış Raporu

Aladağlar Sky Trail - LogoHepimiz yaptığımız şeyin zorluğunu çevremize, uzun anlatımlara izin vermeyen sosyal medyada kısa ifadelerle duyurmaya çalıştık. 3000+ metre kazanım dedik, 3720 ve 3500 metre rakımlı iki zirve dedik, ilk 13 kilometrede 2000+ metre tırmanış, zorlu zeminler, irtifa dedik. Ama ne yazık ki yetmedi. Hiçbir zaman yetmiyor zaten. Rakamlar, grafikler, hatta fotoğraflar bile orada olmanın nasıl bir şey olduğunu, o zorluğu ve yanında getirdiği o keyfi anlatmaya yetmiyor. Geçtiğimiz hafta sonu, 15 Ağustos cumartesi günü, Türkiye’nin ilk Sky Trail yarışı olan Raidlight Aladağlar Sky Trail koşuldu. Sabah saat 6’da başlangıç çizgisine ayağımı koyduğumda çevremde 110 kişi daha vardı. 47 kilometre sonra başlangıçla aynı çizgi olan bitiş çizgisinden geçtiğimde de benden önce o çizgiyi 9 kişinin geçtiğini gördüm. Arada geçen 7 saat 28 dakikada neler gördüğümü, yaşadığımı aşağıda anlatmaya çalıştım.
Yazının devamı…

Aladağlar Sky Trail Yarış Rotasındaydım

Aladağlar Sky Trail Yarış Rotasındaydım

Aladağlar Sky TrailSanırım ülkedeki koşu ve dağcılık dünyasında duymayan kalmamıştır; 15 Ağustos’ta Türkiye’deki ilk Sky Trail (yüksek rakımda patika) yarışı koşulacak. Raidlight sponsorluğunda Ordos ve Argeus ortak organizasyonu olan yarış duyulduğunda ilgi çok büyük olmuştu. 100 kişi ile sınırlanan katılımcı sayısına kayıtlar açıldıktan sonra 8 saat içinde ulaşılmış, ardından sayı 150’ye ve sonrasında 160’a çıkarılarak kura yöntemi ile katılımcılar belirlenmişti. Ben de ilk etapta kaydolamamış ama ardından -genelde olduğunun aksine- şansımın yaver gitmesiyle bu 160 kişi arasına girmeyi başarmıştım. Bu yarış oldukça özel, çünkü ülkede rotası bu kadar yüksekte, dağlardan, zirvelerden ve zorlu geçitlerden geçen başka bir yarış yok. Bu kadar zorlu olan bir yarışta rotayı hiç görmemiş olmak, rota hakkında kaba bilgilerden fazlasını bilmemek riskli olabileceğinden bayram ile uzayan hafta sonu tatilini rotayı yerinde incelemek için kullanmaya karar vermiştim. Tam olarak planladığım gibi olmasa da kararımı gerçekleştirdim. Herkesin böyle bir fırsatı olamayacağını tahmin ettiğim için aşağıda rota hakkında edindiğim izlenimleri de içeren yolculuk güncesini paylaşıyorum. Umarım katılımcılara ve ileride katılacaklara faydası olur.
Yazının devamı…