Kategori: Yarış

Normale Dönüş ve Sapanca Ultra

Normale Dönüş ve Sapanca Ultra

start1Şubat ayının başında nereye kaybolduğumu anlattığım yazının üstünden uzun bir zaman geçti. O zamandan bu yana neler olduğunu anlatmamın zamanı geldi. Hem iyileşme sürecinin detaylarını hem de bu sürecin -en azından şimdilik ve bence- sonunda koştuğum bir yarışın raporunu bir araya getirmek iyi bir fikir gibi göründü. Geçtiğimiz hafta sonu Sapanca Ultra organizasyonunda 52 kilometre parkurunu koştum. Ama yarışın detaylarına geçmeden önce şubattan bu yana neler olduğundan söz etmek isterim.
Yazının devamı…

Spartathlon’dan Görüntüler

Spartathlon’dan Görüntüler

Spartathlon gibi bir yarışta destek ekibinin önemi çok büyük. Benim bu yılki ekibim de muhteşemdi. Zaten eşim Başak tüm yaşamımda en büyük desteğim. Bu yarışa hazırlanırken aylar boyunca yoğun ve yorucu antrenmanlar yaptığım dönemde beni inanılmaz derecede destekledi. Hatta yarış sırasında kendimi kötü hissettiğim anlarda, “Bu yarışı artık sadece kendim için değil, onun için de koşuyorum, çünkü bu bir takım işi ve onun da en az benim kadar emeği var, onun için de elimden gelenin en iyisini yapmalıyım.” diye düşündüm. Ekibin diğer üyesi Can. O da büyük bir samimiyet ve fedakarlıkla yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışarak bana ve Başak’a yardımcı oldu. Eşi Cansu da ekibimizin tamamlayıcısıydı. Tüm yarış boyunca ihtiyacım olan her noktada, bana gerekeni anında sağladılar. Bu bazen yiyecek, bazen kıyafet, çoğu zaman da moraldi. Böyle bir destek ekibi ile bitmeyecek yarış yok.

Tüm bunları yaparken bir yandan da ellerinden geldiğince görüntüler yakalamaya çalışmışlar. Can, koşuşturmaca, gece karanlığı ve soğuk içinde yakalayabildikleri görüntülerden güzel bir video hazırlamış. Beni o güne geri götürdü, izlerken gözlerim doldu. Teşekkürler Can, teşekkürler ekip.

Spartathlon 2017 Destek Ekibi Raporu

Spartathlon 2017 Destek Ekibi Raporu

Açıklama: Bu yazıyı eşim Başak yazdı. Spartathlon sırasında Can ve Cansu ile birlikte destek ekibim oldular. Hem destek ekibi gözüyle yarışı anlatmak hem de ileride destek ekibi olarak orada bulunacaklara kılavuz olabilecek detayları kayıt altına almak için bu yazıyı yayınlamak istedik. 
WhatsApp Image 2017-10-01 at 09.14.39
1 Ekim 2016, Mert’le kahve içiyoruz, bir şeyler okuyoruz. İsveç’teki 100 mil yarışının üzerinden henüz iki hafta geçmiş. Bir an, Mert bana bakıyor. Bir gülümseme. Başıma gelecekleri bildiğim ve yüzündeki ifadenin de beni o duruma alıştırma konuşmasına girişi temsil ettiğini anladığım için fotoğrafını çekiveriyorum. O ifade kayda geçiyor, ileride bakıp bakıp güleceğiz. Konuşmaya devam ediyoruz. Bir süre sonra Spartathlon yarışına ön kayıt yapılıyor.
14 Mart 2017, Spartathlon çekilişini canlı takip ediyorum. Görüntü bana 80’lerdeki TRT programlarını anımsatıyor. “Mert Derman, Tourkía”. Arayıp Mert’e haber veriyorum. Akşam yemeğini yerken başımıza gelecekleri idrak etmeye çalışıyoruz. Gülüyoruz. Zor olacak!
Yazının devamı…

Spartathlon 2017

Spartathlon 2017

[Turkish version]

Where were you at 15:48 on Saturday, September 30, 2017? What were you doing? Maybe many of you do not remember that detail, but I remember that minute with incredible clarity and I am sure it will not be possible for me to forget it for a very long time, maybe my whole life. At that minute, I was running along Konstantinou Palaiologou Street towards the Leonidas statue in Sparta, Greece. The street was crowded and everyone around was applauding and cheering. That 500 meters run on the street was the end of the 246-kilometre run which I started in front of the Acropolis ruins in Athens the previous morning. I reached the statue, resting my arms on its left foot and my head on my arms, thinking about the last six months and the effort I made in these months for 5-6 seconds. I will not hide, my eyes were wet. Yes, the race itself was long and tough but the preparation period was even longer and more difficult. That foot was a symbol of a very long term goal and I had reached the foot, I had finished the Spartathlon. It was okay to let myself go now.

Yazının devamı… Yazının devamı…

Spartathlon 2017

Spartathlon 2017

[English version]

30 Eylül 2017 cumartesi günü öğleden sonra 15:48’de neredeydiniz, ne yapıyordunuz? Belki birçoğunuz anımsamıyordur ama ben o dakikayı inanılmaz bir berraklıkta hatırlıyorum ve eminim çok uzun bir süre, belki tüm hayatım boyunca da unutmam pek mümkün olmayacak. O dakikada Yunanistan’ın Sparta şehrinde Konstantinou Palaiologou Caddesi boyunca Leonidas heykeline doğru koşuyordum. Cadde kalabalıktı ve çevredeki herkes alkışlıyor, tezahürat ediyordu. Caddede yaptığım o 500 metrelik koşu önceki günün sabahında Atina’daki Akropolis kalıntıları önünden başladığım 246 kilometrelik koşunun sonuydu. Heykele ulaştım, sol ayağına kollarımı, kollarıma da başımı dayayıp 5-6 saniye boyunca geçen 6 ayı ve bu aylarda verdiğim çabayı düşündüm. Saklamayacağım, gözlerim doldu. Evet, yarış kendi başına uzun ve zorluydu ama öncesindeki hazırlık dönemi daha da uzun ve daha da zorluydu. O ayak, çok uzun vadeli bir hedefin sembolüydü ve ben ayağa ulaşmıştım, Spartathlon’u bitirmiştim. Artık kendimi bırakmamda bir sakınca yoktu.

Açıklama: Önceden söylemeliyim, yazı biraz uzun. Tüm olan biteni unutmamak için, ileride okuyup anımsamak için yazdım. Bir yarış raporundan çok yarış macerası gibi düşünmekte fayda var. 

Yazının devamı …
Spartathlon 2017’ye Doğru

Spartathlon 2017’ye Doğru


On gün sonra sabah 7:00’de Atina’da, Akropolis’in basamaklarında bir yarış başlayacak. Bu, o yarışın 35. başlangıcı olacak ve 1983 yılından beri koşulan yarışın bu edisyonunda başlangıç çizgisinde olmaya hak kazanan 399 kişiden biri de benim. Sparta’nın meydanındaki Kral Loenidas heykeline dokunabilmemiz için bize verilen 36 saatlik süre içinde bu iki şehir arasındaki yaklaşık 246 kilometrelik yolda hep birlikte ilerlemeye çalışacağız. Bunların olacağını haber verdiğim yazının üzerinden tam olarak 5 ay geçmiş. O zamandan beri neler olduğundan ve neler yaptığımdan bahsetmek, biraz içimi dökerek yarışa hazırlıklarımdan birini daha tamamlamak istiyorum.
Yazının devamı…

Aladağlar Sky Trail 2017

Aladağlar Sky Trail 2017

Processed with VSCOcam with 10 preset
Fotoğraf: Başak Gürbüz Derman

Geçtiğimiz hafta sonu yine Niğde-Çamardı’daydık. Üçüncüsü düzenlenen Aladağlar Sky Trail etkinliğinde neredeyse her şey önceki yıllarda olduğu gibiydi. Aslında büyük sayılabilecek bir değişiklik vardı; daha önceki yıllarda tek yarıştan oluşan etkinlik, bu sefer ana yarışına küçük bir kardeş eklenmiş haliyle gerçekleşti. Rota tanıtımı yazımda ve daha önceki yarış raporlarımda (20152016) adı geçen Aladağlar Sky Trail geçen seneki rotasında koşuldu, yani 46 km ve 3500+ m yükseklik kazanımına sahipti. Yeni kardeşi, Aladağlar Trail Jr. ise 15 km ve 950+ m yükseklik kazanımına sahip. Ben önceki iki yılda olduğu gibi ana yarışta koştum. Biraz ondan söz etmek isterim.
Yazının devamı…

İznik Ultra 140K Yarış Raporu

İznik Ultra 140K Yarış Raporu

18118649_1265465416904390_1232878990870816502_n
Fotoğraf: Aykut Üstündağ

Rota hazırlıklarına küçük de olsa katkı sağladığım, fikir alışverişlerinde paydaş olarak gelişimini izlediğim, ancak ilk yılında hazırlanmama karşın koşuyla ilgisiz nedenlerle katılamadığım İznik Ultra’da, 2013 ve 2015’te Orhangazi Ultra (80K), 2014’te ise İznik Dağ Maratonu (40K) parkurlarında koşma fırsatı yakalamıştım. 2016 yılında ise gönüllü olarak Örnekköy ve Süleymaniye kontrol noktalarında eşim Başak ve arkadaşım Serdar ile elimizden geldiğince koşanlara destek olmaya çalışmıştık. Bu etkinlikle/yarışla oldukça yakından ilişkili olduğum söylenebilir. Ancak bir türlü, etkinliğin ana fikri olan, İznik Gölü’nün çevresini patikalardan baştan sona dönmek konusuna yaklaşamamıştım. Sonunda bu yıl 22 Nisan günü bunu yapabildiğim için artık çok mutluyum. Uzun bekleyişten sonra gerçekleştiği için bu iş nasıl oldu anlatmak istedim.
 
Yazının devamı…

Bir Kitap, Bir Yarış, Bir Haber

Bir Kitap, Bir Yarış, Bir Haber

road_to_spartaGeçtiğimiz Ekim ayında Amazon’da ön siparişe çıktığını duyduğum Dean Karnazes’in son kitabı Road To Sparta’nın Kindle versiyonunu henüz yayınlanmamışken satın aldım. 24 Ekim’de indirilebilir hale gelir gelmez de okumaya başladım. Üçte ikisini hızla okudum ancak sonra yoğun bir dönem araya girdi ve uzun süre sonra ancak tamamlayabildim. Biraz kitaptan ve yazarından söz etmek, biraz da kitabın konusu olan yarış hakkında yazmak istedim.
Yazının devamı…

Runatolia 2017 İstatistikleri

Runatolia 2017 İstatistikleri

Geçen hafta sonu Antalya’da Runatolia yarışında yarı maraton koştum. Hedeflediğim 1:24 altı için gereken antrenmanları yapamadığımdan 1:25:09 ile yarışı tamamladım. Benim yarışım hakkında anlatılacak çok şey olmadığından bir yarış raporu yazmayacağım. Organizasyonda bence sorunlar vardı. Yarışın son 800 metresi geniş ve güzel bir caddede biterdi. Eminim bu yıl birçok insan (haberleri olmadığından -ki benim de yoktu) o son 800 metreyi bekleyerek, orada hızla koşarak bitişe geleceklerini umarak koştular ama hayal kırıklığına uğradılar. Eminim o caddeyi hemen trafiğe açmak için bu yıl parkurun o kısmını park içine almışlar. Daracık park içi beton yollarda (yarı maraton koşuyorsanız 10 km parkuru koşucularının kalabalığında) koşulan o son bölüm pek can sıkıcıydı. Öte yandan bitişteki yiyecek-içecek masaları yarı maraton ve 10 km koşanlarca tamamen tüketildiğinden asıl ihtiyacı olan maraton koşucularının elleri boş kaldı. Her şey affedilir belki ama bu pek affedilir bir hata değil. Neyse bu konularda sosyal medyada çokça yazılıyor.
Ben yarışın sonuç istatistiklerinden kısaca söz etmek istiyorum. Yarışın sonuçları halka açık olarak Depar Timing sitesinden sunuldu. Ben de tüm parkurların sonuçlarını indirip, üzerlerinde biraz çalıştım. Öncelikle genel katılım sayılarına ve bitirme oranlarına baktım. Şöyle rakamlara ulaştım:

Yazının devamı… Yazının devamı…