Kategori: Ayakkabı

On Cloudsurfer

On Cloudsurfer

CloudsurferAyakkabı üreticileri sürekli bir arayış içinde. Koşucuları rahat ettirmek, sakatlıkları engellemek ve tabii pastadan daha fazla pay almak için ayakkabı tasarımları sürekli değişiyor. Bu değişimlerden bazıları normal kulvar diyebileceğimiz akışın çok dışında olabiliyor. Adidas’ın ayakkabı tabanına koyduğu motor oldukça uç bir örnek. O kadar uç olmasa da bazen koşucuya destek olmak adına yapılan değişiklikler denemekten korkutacak kadar farklı görünümlere neden olabiliyor. Bunların son örneği İsviçre’de ortaya çıkan yeni bir ayakkabı firmasından geldi. “On” adıyla piyasaya sürülen ayakkabı markasının modelleri eminim ilk görüşte herkesi biraz düşündürmüştür. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de bir şirket markanın distribütörlüğünü alıp ürünü Türkiye’de satmaya başladığında “ben de dener miyim” diye düşünmüştüm. Şirketin yetkililerinden olan Erol bey bir çiftini denemek ister miyim diye sorduğunda açıkçası epey kararsız kaldım. Bu konulara olan merakımı yenemediğimden bu teklifi kabul ettim.
Yazının devamı …

Salomon RX S-Lab 3.0

Salomon RX S-Lab 3.0

Salomon RX S-Lab 3.0Koşucular olarak en çok önem verdiğimiz malzememiz ayakkabımızdır. Antrenman yaparken veya yarışta sadece ayak tabanımızı zeminin zararlarından korumakla kalmıyor, sağladığı yastıklama, kontrol veya desteklerle tüm ayak ve hatta bacak sağlımıza etkisi oluyor. Bu nedenle hem koşu ayakkabısı sektörü çok geniş ve çeşitli hem de bu konuda yazılanların sonu gelmek bilmiyor. Ben de bu konuda çok sayıda yazı yazdım. Ama yazılanlar, konuşulanlar hep sporu yaparken kullandığımız ayakkabılar ile ilgili. Peki, uzun ve yorucu antrenmanlar veya yarış sonrasında kullanılmak üzere dinlendirici modeller bu kalabalığın içinde sesini duyurabilir mi? Duyursa bile ne kadar ilgi çeker? Son dönemde, Salomon, bu tarzda bir modelini koşuculara ulaştırmaya çalışınca bu soruların cevaplarını da yavaş yavaş almaya başlıyor gibiyiz. Evet, Salomon, bu sporu yaparken değil, yaptıktan sonra kullanmamız için dinlendirci bir model üretiyor, RX S-Lab. Ben de son zamanlarda bu ayakkabıyı deneme fırsatı buldum. Gelin size biraz bahsedeyim.
Yazının devamı…

Salomon Sense Mantra İncelemesi

Salomon Sense Mantra İncelemesi

salomon sense mantraYeni yıla girdik, yavaş yavaş yeni sezon başlıyor. Benim listemde öncelikle Geyik Koşularının ilk yarışı var. Yani, esaslı bir patika koşusu, zorlu zemin ve parkurdan söz ediyoruz. Öncesinde, paralelinde veya hemen ardından Team Kronos’un Aydos Patika Yarışları serisi ve Team Ultra Trail Runner’ın Çekmeköy’deki uzun patika yarışları var. Sonra, Nisan ayında bence ülkenin en güzel ultra maratonu var. O da hem çok güzel bir parkurda hem de her türlü aksiliğe, sıkıntıya açık zeminde koşuluyor. Eminim bu yarışları (hepsini veya bir kısmını) gözüne kestiren koşucular yeni sezonda hangi patika ayakkabısını kullanacaklarını düşünmeye çoktan başlamışlardır. Ben de bazılarında olacağım için yeni bir şeyler mi baksam diye düşünürken sevgili Emre aracılığı ile Salomon Türkiye’den denemem için bir çift çok yakışıklı Sense Mantra geldi. Bir süredir değişik zeminlerde denediğim bu ayakkabıdan biraz söz etmek istiyorum ki patika ayakkabısı bakınanlar için bir alternatif olsun.
Yazının devamı…

Koşu Ayakkabısı Seçimi

Koşu Ayakkabısı Seçimi

Ayakkabı yığınıSon zamanlarda şu tip sorularla sıkça karşılaşıyorum: “sence hangi koşu ayakkabısını almalıyım?”, “şu markanın şu modelini alayım mı?” ya da “sence şu marka koşu ayakkabısı mı daha iyi yoksa şu marka mı?” Koştuğumu, bu konuda bir blogum olduğunu ve koşu ayakkabıları hakkında birkaç yazı yazdığımı bilen, koşan veya koşmaya başlamayı düşünen çok sayıda insan benzer şeyler sormuştur. Bu konuda verdiğim yanıtları kısa bir yazıda toparlayıp kalıcı olması açısından ve daha sonra soracak olanlara okumaları için bağlantısını paylaşmak üzere burada yayınlamaya karar verdim.
Yazının devamı…

Malum minimalist ayakkabı konusu

Malum minimalist ayakkabı konusu

sahilde ayakkabılarGeçtiğimiz hafta Runner’s World sitesinde, koşu ayakkabısı sektörünü izleyen bir kuruluşun 2013 ilk çeyreği hakkındaki raporları ile ilgili bir yazı yayınlandı. Yazıya göre kuruluşun raporunda koşu ayakkabısı satışları bu çeyrekte %7-9 civarı artmış, özellikle de motion control (%25) ve stability (%10) kategorisindekiler bu artışa etki etmiş. Bu yükselişe negatif etkisi olan kategori ise minimalist kategorisiymiş ki aşağı yukarı %12-14 civarı bir düşüş yaşanmış. Raporu yazanların yorumu ise şu olmuş; “görünen o ki bu modanın da sonu geldi”.
Bu blogu takip edenler bilir, minimalist koşu ayakkabıları konusuna ben de ilgiliyim. Bu konuda çokça şey yazdım. Bu nedenle rapor ve sonrasında konuşulanlarla ilgili ben de birkaç satır yazmak istedim.
Yazının devamı…

Saucony Virrata İncelemesi

Saucony Virrata İncelemesi

Saucony VirrataAğır, kalın tabanlı ve topuk farkı çok fazla olan ayakkabılardansa daha hafif, esnek ve topuk farkı düşük ayakkabıları tercih ediyorum. Daha önceki ayakkabı incelemelerimi ve ayakkabılar üzerine yazdığım birkaç yazıyı okuyanlar bu eğilimimi fark etmişlerdir. Saucony’nin bu kategorideki en çok satan model serisi olan Kinvara‘yı epey kullandım. İçinde yarı ve tam maraton koştum. Üçüncü nesli ile bir de triatlon koşu bölümü tamamladım. Kinvara benim koşu tarzıma ve ayak yapıma çok uygun. Bir inceleme yazısında da onun kuzeni hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Yazının devamı…

Saucony Kinvara 3 İncelemesi

Saucony Kinvara 3 İncelemesi

Kinvara 3Kendime yeni koşu ayakkabıları almak için Avrasya Maratonu’nun geçmesini beklemiştim. 2013 yılında koşulacak Geyik Koşuları‘na ve İznik Ultra‘ya katılacağım için muhakkak bir patika ayakkabısı edinmem gerekiyordu. Ayrıca patika dışı kullandığım tüm ayakkabılarım da belirli bir kilometreye ulaştığından bir de asfalt ve piste yönelik bir ayakkabı almayı planlamıştım. İkisini birden almak için aralık ayında, sonradan Outrunner mağazasını açan Selçuk’un önceki mağazasına gittim. Aldığım patika ayakkabısı ile ilgili bir yazı da yazacağım ama bu yazının konusu o gün aldığım ve 2-3 aydır kullandığım Kinvara 3. Hazır Kinvara 4’ün de mayıs başında piyasaya çıkacağı duyurulmuşken çok geç kalmadan bu incelemeyi yayınlamam gerek.
Yazının devamı…

New Balance Minimus Trail 10

New Balance Minimus Trail 10

New Balance Minimus Trail 10Eylül ayında Ankara’da Eymir Gölü çevresinde koşulan yarı maratonda tempo ekibinde yer almıştım. Yarışın ana sponsoru olan New Balance Türkiye, tempo ekibinde yer alanların ayakkabı olarak diledikleri bir modeli seçebileceklerini söylediğinde uzun süredir aklımda olan iki ayakkabıyı denemek üzere en yakın New Balance mağazasının yolunu tuttum. Biri 890 V2 diğeri ise Minimus Trail 10 idi. 890 V2 daha konvansiyonel bir kategoride, tam bir geçiş ayakkabısı olarak nitelendirilemese de 8mm topuk farkı ve hafifliği ile diğer modellerin dışında duruyordu. Ama ben daha uç bir kategorinin parçası olan Minimus Trail 10’u tercih ettim. Aslında bu tercihi çok da çabuk yapamadım. Bunun nedeni aslında MT10’un özünde bir patika (trail) ayakkabısı olması benimse daha çok yolda ve pistte koşuyor olmamdı. Düşünürken, geçmişte bu ayakkabı hakkında deneyimlerini paylaşanların yolda da kullanışlı olduğu yönündeki yazdıkları aklıma geldi ve kararımı verdim. Ayakkabıyı eylül ayından beri kullanıp da bu yazıyı bu kadar geç yazmamın nedeni ise MT10’u henüz geçen hafta ilk kez patikada denemiş olmam. Aslen bir patika ayakkabısı olan MT10 incelemesi yazıp da hiç patikada deneyimlememek yanlış olurdu.
Yazının devamı…

Merrell Bare Access İncelemesi

Merrell Bare Access İncelemesi

Merrell Bare AccessKoşu formum ve adım atışım üzerinde çalıştığımın, bunun sonucunda da minimalist ayakkabılara geçiş yapma düşüncemin ipuçlarını, ayakkabılar ve çıplak ayakla koşu konulu yazılarımda fark etmişsinizdir. Uzun koşularımda ve maratonlarda Kinvara kullanmış, daha sonraları (her ne kadar minimalist ayakkabı kategorisinde olmasa da) orta ve uzun tempo koşularımda Fastwitch 5 kullanmaya başlamıştım. Kinvara’nın topuk farkı 4 (23mm-19mm), Fastwitch’inki 5 mm (18mm-13mm). Bu sırada fırsat buldukça (yani net ve zorlayıcı bir hedefi olmayan koşular sırasında) adım atışıma odaklanıyor, adımımı kısaltıp kadansımı artırmaya çalışıyordum. Bu yaz biraz daha radikal bir şeyler deneyebileceğime karar verip Merrel Bare Access (artık sonuna 1 eklemek gerekecek sanırım çünkü ben ayakkabıyı edinip bir inceleme yazıncaya kadar 2. versiyonu çıktı) satın aldım.
Bilgi: Bu incelemeye konu olan ürünü ben “satın aldım” ve kullanıyorum. Tüm görüş ve fikirler bana aittir. Yazı tamamıyla kendi deneyimlerimin özetidir.
Altı üstü ayakkabı” başlıklı yazımda minimalist ayakkabıların üç grupta ele alınabileceğinden söz etmiştim. (1) Topuk farkı sıfır olan ve hiç yastıklaması olmayanlar, (2) topuk farkı sıfır olan ama bir miktar yastıklamaya sahip olanlar ve (3) topuk farkı çok az yani 0-6 mm arası olan geçiş ayakkabıları. Merrel Bare Access 1, bu gruplardan ikincisine giriyor. Tabanı tüm ayak boyunca 13 mm. Topuk farkı sıfır ayakkabı denemek isteyen ama yastıklamadan vazgeçmek istemeyen koşuculara hitap ediyor. Yani aslında çok güzel bir kategoride çünkü minimalizme geçiş aşamasındaki koşucular en çok bu aralıkta toplanıyor. Ben de tam bu nedenle tercih ettim zaten.
Yazının devamı…

Saucony Fastwitch 5 İncelemesi

Saucony Fastwitch 5 İncelemesi

Fastwitch 5 üst görünümSaucony Fastwitch 5 aslında benim Fastwitch ailesinden kullandığım ilk ayakkabı değil. Öncesinde Fastwitch 3 kullanmıştım. O ayakkabıyı da Ilgaz almış, sadece 20km kullanmış ve kendine uygun olmadığına karar vermişti. Tam o sırada aynı modeli araştırdığımı ve aynı numarayı kullandığımızı öğrenince bana önermişti. Uzun süre kullandım Fastwitch 3’ü. O kadar memnun kaldım ki halen kullanmaya devam ediyorum. Şu ana kadar 1150 km yaptım o ayakkabılarla ve halen çok severek giyiyorum. Neyse gelin isterseniz, bu incelemenin konusu olan o modelin devamı Fastwitch 5’e dönelim. Öncülünden memnun kalınca Fastwitch 5’i almaya karar verdim.
Yazının devamı…