Adidas Ultraboost 19 İncelemesi

Adidas Ultraboost 19 İncelemesi

Bundan önce üç Adidas modeli için inceleme yazdım. Modellerin hepsinde hoşuma giden şeyler çoğunlukta olsa da -ki epeydir kullanıyorum o ayakkabıları- bazı özellikleri için “keşke böyle olmasa” diye düşünüyordum. Örneğin Ultraboost 3.0 çok rahat, kullanışlı ve hafif bir ayakkabı ama üst kısmı benim istediğimden fazla esnek. Biraz daha sıkı olmasını isterdim açıkçası. Solarboost’ta üst kısım bu açıdan çok iyiydi. Hatta o model her açıdan çok hoşuma gidiyor. Zaten sanırım en çok da onu kullanıyorum. Ama oun da üst kısmında kullanılan malzeme neopren gibi, uzun koşularda veya sıcak havalarda ayak havasız ve sıcak olabiliyor. Son olarak Pureboost’ta üst kısım her yönüyle hedefi tam on ikiden vurmuştu. Eleştirebileceğim neredeyse hiçbir şey kalmamıştı. Ama bu sefer de topuk kısmında kendini hissettiren -en azından koşu dışı zamanlarda- bir bölümü vardı. Bir de daha ince bir boost tabakasına sahip olduğundan sert zeminde uzun koşularda tercih edemiyordum. Tümünü toparlayan, hepsinin en iyi yönlerini bir araya getiren yeni bi model var. Bu yazıda ondan söz etmek istiyorum.

Açıklama: Bu incelemeye konu olan ürün Türkiye dağıtıcısı tarafından bana denemem, kullanmam ve görüşlerimi paylaşmam için verilmiştir. Ayakkabı tamamen kişiye özel bir ekipman olduğundan bir marka veya model hakkında çok iyi ya da çok kötü diye genelleme yapmak mümkün değildir. İncelemeleri deneyimlerini paylaşan kişinin ayak, bacak ve genel vücut yapısı, koşu formu gibi kişisel özelliklerine göre okumak önemlidir. Ürün hakkındaki tüm görüş ve fikirler bana aittir. Yazı tamamıyla kendi deneyimlerimin özetidir. Ne gördüysem ve deneyimlediysem olduğu gibi yazdım.

Sanki düşüncelerimi duyup, beğendiklerimi bir araya toparlamışlar ve hoşuma gitmeyenleri ortadan kaldırmışlar gibi gelmesi (biliyorum Solarboost incelemesinde de benzer bir şey yazmıştım, ama sizce de normal değil mi, geri bildirim dinleniyor ve sürekli iyileştirme yapılıyor demek bu) çok normal çünkü Adidas, Ultraboost 19’u tanıtırken dünyanın her yerinden binlerce koşucuyu dinlediklerini söylüyor. Ultraboost’u daha iyi nasıl yaparız diye epey uğraşmışlar. Tüm parçalar üzerinde çalışmışlar. Hatta şu ifade hoşuma gitti: “17 parçadan 4 temel parçaya indirgedik”. Basitlik ve sadelik güzel sonuçlar doğurur genellikle. Bahsettikleri 4 ana parça şunlar: tek bir parçadan oluşan 360 derecelik üst kısım, yeni tasarımıyla topuk desteği, tümüyle boosttan oluşan orta taban ve onun içine gömülü torsion sistemi. Bunlara ek olarak üstte ayağın yanlarındaki plastik desteği ve dış tabanı da eklemek gerek. Şimdi tüm bunlardan tek tek bahsedeyim ve benim deneyimime olan etkilerine değineyim.

Kısa tanıtım videosu.

Ultraboost 19’un üst kısmı yine örgü şeklinde. Bu sefer 360 derece örgü (Primeknit 360) diyorlar çünkü gerçekten tam bir patik şeklinde örülmüş, yani ayağın altında da, iç tabanın altında devam ediyor. Bu örgü teknolojisini sürekli iyiye götürüyorlar sanırım, bu hepsinden daha iyi olmuş gibi geldi bana. Örgünün yapısına yedirilmiş olan bölgesel farklılıklar var. Bunların altını renklerle de çizmişler sanki. Örneğin ön kısımda daha ortadaki bölümde görünen pembe çizginin olduğu yer diğer beyaz alanlara göre daha destekleyici yapıda, yani daha zor esniyor. Tabana yakın siyah bölümler de benzer şekilde daha sıkı, sert ve az esneyen yapıda. Bu bölüm önden arkaya doğru kalınlaşıyor ve bileğin ortasında en tepeye kadar tamamen siyahlaşıyor. Bileğin ve topuğun çevresinde de böyle olması cidden iyi olmuş. Daha ayağıma ilk giydiğim an çok rahat hissettim. Numara standardını korumuşlar, Adidas’ta hep aldığım numara tam oldu. Tamamen örgü olduğundan ayağı içeriden rahatsız edecek hiçbir detay yok.

Renk farklılıkları örgüde esneklik ve sertlik farklarını gösteriyor.

Ultraboost 3.0’da ayağın iki yanından yukarı doğru uzanan ve ipleri tutan plastik yapıyı, ipleri çok sıkınca ayağımda hissettiğimi söylemiştim. Solarboost’ta bu kısımda plastik yoktu, sadece daha sert örgü vardı ama bu sefer de sabitleyiciliğinden kaybetmişti. Pureboost’ta ise içeride yumuşak plastikler vardı sadece ama onlar da içeride olduğundan az da olsa hissediliyordu. Bence 19 modelinde bu iş tam bir çözüme ulaşmış. Dıştaki bu yapı epey ince ve yumuşak plastikten. Hiç hissedilmiyor, ama örgüdeki farklı desenle birlikte işini tam olarak yapıyor. Bu plastik bölüm için estetikten ödün verildiğine dair birçok yoruma rastladım. İnsanlar bu plastik kısmın görüntüsünü beğenmemişler. Ben çirkin bulmadım açıkçası, ayakkabı bence estetik açıdan da sorunsuz, yani epey güzel görünüyor (ki bu en son umursadığım detaydır aslında).

Topuk tarafına geçersek karşımıza ilginç bir tasarım çıkıyor. Buna da diğer modellerle karşılaştırmalı bakmak istiyorum. Bu şekilde hem gelişimi ve değişimi daha iyi görüyor, gösteriyorum hem de eğer o modelleri denediyseniz size de karşılaştırmalı anlama fırsatı yaratabildiğime inanıyorum. Ultraboost 3.0’da topuğu dışarıdan destekleyen plastik parçalar sert ve zor esneyen tarzdaydı. Bazı basışlarda biraz hissediliyordu. Solarboost’ta benzer bir yapı vardı ama daha yumuşamış ve esnemeye daha yatkındı. Pureboost’ta ise içeriye saklanmış şekildeydi ve net biçimde hissediliyordu -en azından koşmadığım zamanlarda. 19’da ise bambaşka bir tasarım ortaya koymuşlar. Sert ama esneyerek uyum sağlayan bir tel ve çevresinde yumuşak plastikle oluşturulmuş çerçeve şeklinde bir topuk desteği üretmişler. Çerçeve şeklinde olduğundan hafif olmuş hem de hareketlere uyumu ve desteklemesi dengelenebilmiş. Parlak renklerle de bu değişikliği görünür kılmaya çalışmışlar. Yazarak anlatmak zor oluyor ama yukarıdaki videoda ve aşağıdaki fotoğrafta anlaşılıyor. Bu çerçevenin iki yana gelen kısımlarında tel ayağı rahatsız etmesin diye içeride ona denk gelen kısımlarda yumuşak destekler var. Ama epey yumuşak olduklarından hissedilmiyorlar, aksine rahatlığa katkıları oluyor.

3 boyutlu çerçeve şeklinde topuk desteği işe yarıyor.

Orta tabanda iyice coşmuşlar, dolu dolu boost, miktarını önceki modellere göre %20 oranında arttırmışlar. Arkada 29 mm, önde 19 mm kalınlıkta boost malzeme var. Hal böyle olunca epey rahat bir basış oluyor. Ama tabii boost ne kadar hafif bir malzeme olsa da ağırlığa biraz etkisi oluyor. Benim numaramda (46 – US 11,5) tekinin ağırlığı 350 gr. Taban yumuşak ama tam basınca, oraya buraya yamulup saçma eğimler yaratmıyor. Fark ettirmeden sağlanan destekleyici yapı bu yumuşaklığı iyi dengeliyor. Bu yastıklama etkisi tabii ki en iyi sert zeminlerde, asfaltta veya kaldırımda hissediliyor. Yastıklaması az bir ayakkabıyla ya da aşırı yumuşak tabanı nedeniyle oynak olan bir ayakkabıyla sert zeminde koşanlar anlayacaktır, bu modelle bu tip bir koşudan sonra ayak ve bilek eklemlerinde bir sorun yaşamıyor insan. Bu konuda tek bir sorun var; boost doğası gereği ezildikçe özelliğini yitiriyor. Evet belki bu yitirişin hızı çok yavaş ama sonuçta oluyor. Kullandığım tüm boost modellerinde ilk zamanlardaki hissi 400-500 km sonra aynı şekilde alamıyorum. Bu demek değil ki tamamen kullanılmaz hale geliyor, hayır hala etkisi oldukça fazla hissediliyor ama o ilk 100-200 km bambaşka.

Dış taban Continental lastik. Eğilip bükülme kabiliyeti tam benim aradığım aralıkta. Yol tutuşu da epey iyi, hem ıslak zeminde hem de kuru zeminde. Pek kolay aşınacak gibi görünmüyor, üzerindeki Continental™ ifadesi de bu hissiyatı destekliyor. Yukarıda taban yüksekliklerini yazmıştım, buna göre topuk yüksekliği 10 mm.

Continental lastik taban ve ortada görünen torsion sistemi.

Orta tabanla dış taban arasında Adidas’ın torsion teknolojisinin son hali var. Buna Tunes Torsion System demişler. Basışa destek olup ayağa basış sırasında yön veriyor, kılavuzluk ediyor. Bunu hep okumuşumdur ama torsion etkisini ilk defa bu ayakkabıda bu kadar net hissettim diyebilirim. İlginç bir his, basışın topuktan ya da orta tabandan öne doğru tamamlanması sırasında bir şeyin dengeleme yaptığı az da olsa hissediliyor. Belki de plasebo etkisidir, bilmiyorum :). Koşarken basışını rahat hissetmek diyeyim ben buna özetle. Ultraboost 19 normal tempolarda güzel yastıklama sağlarken, hızlanmaya çalışınca da buna cevap verebiliyor. Belki buna da bu torsion sistemi yardımcı oluyordur. Henüz çok uzun koşma fırsatım olmadı ama 20-25 km’ye kadar tatmin ediciydi. Ayağı sardığı ama içeriden kendini hissettirmediği için uzun koşularda da performansının iyi olacağını düşünüyorum.

“Adidas Ultraboost 19 İncelemesi” hakkında 4 yorum var

  1. Oldukça etkileyici görünüyor.Basitlik ve sadelik çok güzel,keşke fiyat kısmına da yansısa bu durum.
    Elinize sağlık.selamlar

  2. Ayakkabı güzel ama Türkiye şartlarında 1,399 TL etiket fiyatı Çok yüksek, bu da ayakkabı isterse giyeni 3 pace koştursun özelliklerini anlamsız kılıyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir