Çeyrek Göl Koşusu ya da İznik Dağ Maratonu

Çeyrek Göl Koşusu ya da İznik Dağ Maratonu

İznik Dağ Maratonu su istasyonuBu sene de mevsimi geldi ve Türkiye’nin neredeyse bütün uzun mesafe koşucuları İznik yollarına düştü. Hatta yarışın giderek büyümesiyle ilişkili olarak yurt dışından da bu toplanmaya katılımlar oldu. 18-20 Nisan hafta sonu İznik sokakları koşucularca istila edilmiş gibiydi. Ne yöne baksanız, halinden tavrından İznik’in yerlisi olmadığı anlaşılan koşu çantalı insanlar görüyordunuz. Biz de bu göçteki yerimizi almış, cuma günü saat 11 gibi Ankara’dan yola çıkmıştık. Öğleden sonra İznik’e vardık ve koşu odaklı sohbetlerle ve koşu ile dolu bir hafta sonuna başlamış olduk.

İznik merkezi küçük bir yer olduğundan daha önceki iki yarışa katılanlar artık her yeri biliyorlar. İznikUltra fuarı merkezde caminin yanındaki alanda kuruluyor. Biz de otele yerleşip hemen fuar alanına gittik. Bu yıl biraz daha büyümüş olsa da hala mini bir fuardan söz ediyoruz. Geçen seneye ek olarak Raidlight Türkiye ve On ayakkabılarının standları gözüme çarptı. Türkiye’de bir ultra maraton kayıt masasında sıraya gireceğim aklıma gelmezdi ama ne güzel ki cuma günü başıma geldi. Kısa da olsa bekledikten sonra zorunlu malzemelerin kontrolü ile birlikte kaydı tamamlamış oldum. Uzun mesafe koşan bir sürü insan bir araya gelince ister istemez ayak üstü sohbetlerin arkası kesilmiyor. Gidip sakin bir yerde ertesi gün için bacakları dinlendirmek varken epey bir süre fuar alanında tanıdıklarla konuştuk. Ardından Ilgaz’la birlikte Koşturmaca Podcast için Raidlight‘ın kurucusu Benoit Laval ile küçük bir röportaj yaptık. Genel olarak bu yılki yarışı da konuşacağımız bölümü hazırladığımızda bu röportajı dinleyebileceksiniz. Tüm bunlar olurken zaman hızla akmış ve makarna partisi vakti gelmişti. Onun yapılacağı yer de çok uzak değil. Hızlıca oraya geçtik.
Tam bu noktada 18-20 nisan hafta sonu, İznik’in ne durumda olduğundan söz etmek istiyorum. Tüm sokakları kazılıp, üstün körü geri kapatılmış, kaldırımları yıkık dökük, toz içinde bir kent düşünün. Bir yerden bir yere giderken yürüyecek yer bulamıyorsunuz, bulsanız da üstünüz başınız toz içinde kalıyor. Basit bir asfaltlama, kaldırım tamiratı ve temizlik İznik’in güzelliklerini daha da ortaya çıkarabilecekken bu kadar güzel bir yeri bu kadar kötü bir pozisyonda böyle bir organizasyona ev sahibi yapmak çok üzücü. Umarım seneye bu manzaralar ile karşılaşmayız.
Tam makarna partisinin yapılacağı otele ulaşmıştık ki yağmur bastırdı. Günlerdir yarış günü hava nasıl olacak diye düşünüp, oraya buraya bakarak çıkarımlar yapmaya çalıştıktan, gün boyu bazen güzel güneşli bir havada bazen de sert yağmur altında yolculuk yaptıktan sonra bu yağmuru da görünce kafam iyice karışmıştı. Cumartesi sabah hava nasıl olacak ve zemin bu yağan sıkı yağmurla çok çamur olmuş mudur düşünceleri eminim sadece benim değil o gece ve ertesi gün yarışacak herkes için sıkıntı vericiydi. Neyse ki 15-20 dakika süren yağmur kesildi de içimiz rahatladı.

İznikUltra start öncesi
Start öncesi mental hazırlık (fotoğraf: Başak Gürbüz Derman)

Makarna partisi sırasında 130 km parkurunun başlangıç saatinin gece 00:00’a alınmasını düşündüm. Parti saat 19:00’daydı ve birçok 130 km koşucusu orada değildi. Gidip yatmaları, gece için dinlenmeleri gerekiyordu. Onları orada göremeyince acaba başlangıçlarına gidip onları destekler miyiz diye düşündüm. Ama bu sefer de ertesi sabah erkenden kalkıp 42 ve 80 km koşacak olan bizler yeteri kadar dinlenemeyecektik. Bu başlangıç saati değişikliği bence böyle bir kopukluğa neden oldu. Bitirişlerin gündüz olacak olması ve gece başlangıcının etkileyiciliği bu işin pozitif yönleri ama bahsettiğim kopukluk nedeniyle ben pek sevemedim bu değişikliği. 130 km koşucularını yolcu edersem çok geç yatacağımı düşünerek starta gitmedim. Zaten günün yorgunluğu bastırmıştı çok geç kalmadan dinlenmeye çekildim.
İlk yıl İznik’e gidememiştim, geçtiğimiz yıl da 80 km parkurunda koşmuştum. Bu yıl başka planlarım olduğundan uzun koşmak istemedim ve 42 km olan İznik Dağ Maratonu’na kaydoldum. Tek hedefim kendimi yıpratmadan koşuyu tamamlamaktı. Cumartesi sabahı İznik’in merkezindeki başlangıç noktasına giderken parkuru yeniden kafamda canladırıp olası en hızlı şekilde kendimi yormadan nasıl tamamlayacağımı planlıyordum. O sırada eşim yukarıdaki güzel fotoğrafı çekmiş. Fotoğraftan da görüleceği gibi o sabah İznik’te hava çok durgun, açık ve güzeldi. Aynı şekilde göl de çok sakin ve huzur vericiydi.
İznikUltra 42 ve 80k startı
Start öncesi yabancı ve elit koşucuların isimleri, Türkiye koşu camiasının tanıdık isimleri anons edildi. Bu çok hoş bir yenilik ve güzel bir motivasyon. Start tam zamanında verildi ve koşu başladı. 42 ve 80 km yarışçıları aynı anda start aldığından hemen farklı gruplar oluştu. Ben Cemil ve Burak ile birlikte hızlı ama yorucu olmayan bir tempoyla başladım. Zaten birkaç kilometre sonra sert tırmanışlar başlıyor ve eğer nabzınızı başta çok artırdıysanız bu yokuş sizi yıpratabiliyor. O nedenle tırmanışa geçerken sakinleyip yürümeye başladık. Bu tırmanış sırasında 80 km parkurunun iddialı koşucuları olan iki kadın atlet bizi yavaş yavaş geçtiler. Onların yokuş yukarı tırmanırken farklı bir teknikle yürüdüklerini gördüm. Bir miktar taklit etmeye ve peşlerini bırakmamaya çalıştım, ama nafile eğim hafifçe azaldığında onlar koşmaya başlasa da ben yürümeye devam edince aramız açıldı. Bu noktada arkadaşlardan kopmuş oldum ve tırmanışın bir an önce bitmesi için elimden geldiğince hızla koşmaya devam ettim.
Bu ilk tırmanışın son bölümlerini çok seviyorum. Yoğun bitki örtüsü içinde, ışık oyunları içinde koşuluyor ve bir süre sonra düzlük alana çıkınca muhteşem bir göl manzarası sizi karşılıyor. Bu bölümlerde hızımı, nabzımı veya bacaklarımın durumunu unutup çevreye dalıyorum. Sonrasındaki bölüm biraz roller coaster gibi, kah küçük inişler kah küçük tırmanışlar var. Böylece sıkılmadan farklı tempolarda koşulabiliyor. Bu bölümde, yarışın başında sıkıntı yaşamış olan Önder bana yetişti. Bir süre birlikte gidip sohbet ettik. Sonrasında, o kadar deneyime ve plana rağmen ikinci jeli almayı boşverince biraz güçten düştüm ve Önder’i gözden kaybettim. Güya ikinci kontrol noktası çok yakındı ve ben nasılsa oradan bir şeyler yiyecektim. Bunun yanlış bir yaklaşım olduğu anlaşıldı ve Süleymaniye sonrasındaki 2 kilometrelik sert tırmanışta çok zorlandım. Tam bu tırmanışın sonunda Elena beni yakaldı ve geçti.
İznik Dağ Maratonu eğim grafiğiBu noktada ünlü sert iniş başladı. Yaklaşık 6-7 kilometre süren zemini ve eğimi sert iniş sırasında çok dikkatliydim. Bu kısmı daha hızlı koşsam yarışı 5-6 dakika erken bitirecektim ve bunun benim için bir anlamı yoktu. Benim için daha önemlisi hafta içinde antrenmanlara kaldığım yerden devam edebilmek bir sonraki hafta sonu Kıbrıs’ta koşcağım yarı ironman mesafesi triatlona sakat gitmemekti. Dizlerimi ve bacaklarımı korumak için hızlanmamaya gayret ederken bir yanda da yolun en yumuşak, toprak kısımlarını seçmeye çalıştım. Son 2-3 kilometrede bunu yapmak da imkansızlaşıyor çünkü zemin asfalta dönüyor. Ben tüm gayretimle optimum iniş hızını tutturmaya çalışırken tam inişin bittiği noktada Aysen yanımdan hızla geçip gitti. Elena da Aysen de bu inişte farklarını ortaya koydular. İkisi de çok hızlı bir şekilde bu inişi gerçekleştirdi. Acaba daha kısa ve daha hafif olsaydım daha hızlı inebilir miydim diye düşünerek son 3-4 kilometrelik sıkıcı bölüme başladım. İniş bacakları yorduğundan burası insana zor gelen bir bölüm. Ayrıca içinde sinsi ve uzun tırmanışlar da var. Bu bölümde koş-yürü yaparak Narlıca’ya girdim. 3 saat 53 dakikada parkuru bitirmiştim. Geçen sene 80 km için yola çıktığımda 4 saat 21 dakika sürmüştü. Kendimi yıpratmadan koşmama rağmen bence 4 saatin altı güzel bir süre. Sonuçtan o gün memnundum, ama ertesi günlerde bacaklarımda ağrı sızı olmadığında, antrenmanlarımı öteleyecek kadar yorulmadığımı fark ettiğimde daha da fazla memnun olacaktım.
İznik Dağ Maratonu finishi
Bitirirken… (fotoğraf: Başak Gürbüz Derman)

Yarış sonrası bitiş noktasında biraz dinlenip organizasyonun sağladığı servisle İznik’e döndük. Duş alıp biraz rahatladıktan sonra 130 km bitiş noktasına gidip gelenleri görmek istedik. Bitirişin gündüz olması için başlangıç gece yarısına alınmıştı ama öğleden sonra olmasına karşın bitiş noktasında 3-5 kişiden fazlası yoktu. 4-5 koşucunun finishine tanık oldum, her ne kadar çocuklar ve gönüllüler tezahürat yapsa da kalabalık halk olmadığından ne yazık ki çok sönüktü. Bitirişleri beklerken bir yandan da koşucuların ilerleyişini online izleyebildiğimiz uygulamadan Ilgaz’ın hangi kontrol noktasına ulaştığını görmeye çalışıyordum. Planım 103 km veya 120 km noktasına gidip son kilometrelerde ona eşlik etmekti ama bir süre sonra 95 km noktasında ayak bileğindeki sorundan dolayı yarışı bıraktığını öğrendim. Bir süre sonra tüm koşan arkadaşlar buluşup, bir şeyler yeyip içerek sohbet ettik ve cumartesiyi kapadık.
Pazar sabah 10 km yarışını izlemek için yine merkezdeydik. İnanılmaz bir kalabalık vardı. 550’den fazla insan start aldı ve coşkulu bir izleyici kitlesi şahitliğinde yarışı yavaş yavaş tamamladılar. Tam zamanında madalya töreni başladı. Yaş grubunda ödül alacağım için heyecanla bekledim ama bu seremoni gerçekten çok uzun sürüyormuş onu fark ettim. Her dört parkur için genel klasman erkek ve kadın ödülleri, sonrasında yaş kategorileri derken tüm seremoni 2-2,5 saat sürüyor. Süre uzadıkça izleyen de alkışlayan da giderek azalıyor. Belki bu işi biraz hızlandırmak faydalı olur. Belki de yaş gruplarına törende yer vermeye gerek yok. Ödülleri bir yerde hızlıca takdim edilebilir.
İznik Dağ Maratonu patikadaBu yıl İznikUltra’da toplam 860 kişi start almış ve bunlardan 800’ü finish görmüş:
– 130 km : 49 start 37 finish
– 80 km : 68 start 61 finish
– 42k : 180 start 179 finish
– 10k : 563 start 523 finish
10 km ve 42 km parkurlarına katılım oldukça güzel. Uzun parkurlarda da katılımın artması çok iyi olur. Bu yıl İznikli yöneticiler de koşmuşlar; Belediye Başkanı Osman Sargın 10 km parkurunu 52 dakika 15 saniye ile tamamlamış. Kaymakam Hüseyin Karameşe de 42 kilometre parkurunu 7 saat 57 dakikada koşmuş.
.
İyiler
-Organizasyon, gönüllüler, fuar ve kayıt
-Parkur ve işaretleme
-Tişört
-Hava ve zemin
Kötüler
-İznik sokakları ve kaldırımları (belediye)
-Oteller (yetersiz sayı, pahalı ve kötü hizmet)
Bu da yarışın videosu:

Not: Yarışa katılan elit atlerler hakkında detaylı bilgiyi 80K parkurunda 2. olan Aykut’un yarış raporunda bulabilirsiniz.

“Çeyrek Göl Koşusu ya da İznik Dağ Maratonu” hakkında 7 yorum var

  1. Ayagina ve kalemine saglik..Super rapor, super derece. Podcast’i uzatmayin 😉 Kibris’ta basarilar.

  2. Geri bildirim: İznik Ultra 2014 | Ankyra Spor Kulübü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir