2011 özeti ve 2012'ye bakış

2011 özeti ve 2012'ye bakış

2011’de neler oldu?

2011 yılına, daha ilk haftasında bir yarımaraton koşarak başladım. 9 Ocak 2011’de Adana Yarımaratonu’nu koştum. Bir ilk yarış için oldukça iyi bir organizasyondu ve ben 1:37 ile tamamlamıştım. O dönemde dördüncü maratonuma hazırlanıyordum. Dolayısı ile yarımaratona özel bir hazırlığım olmamıştı. Zaten yarıştan hemen sonra da maraton hazırlığına kaldığım yerden devam etmiştim. Martın ilk haftası Antalya’da Runtalya Maratonu’nu koştum. Hedefim 3:30’un altına inmekti ama olmadı, yaklaşık 110 sn ile hedefi kaçırdım. Bu organizsyondan hemen iki hafta sonra, Tarsus’da yarı maraton koşulacağı kesinleşince, planlarım arasında olmasa da gidip yarışa katılmaya karar verdim. Henüz maratonun yorgunluğunu tamamen üstümden atmadan koşmuş da olsam, yaptığım tüm maraton antrenmanlarının etkisiyle olacak 1:35:41 ile, yani şu ana kadarki en iyi yaramaraton derecemle yarışı tamamladım. Bu yarıştan sonra çok ara vermeye zaman kalmadan Yarış Takvimi’nin mayıs ayında ilkini düzenlenleyeceği Bozcaada Yarımaratonu’na hazırlanmaya başladım. 14 Mayıs tarihinde Bozcaada’da güzel bir yarış koştuk. Tırmanışı, inişi bol bir parkurdu. Sıcak havada eklenince ancak 1:38:18 koşabildim. Bu dereceyi tamamen kendi içinde değerlendirmek ve gelecek Bozcaada yarışları ile karşılaştırmak gerek. Çünkü parkur düz yarımaratonlarla karşılaştırılamayacak bir parkurdu.

Yılın ilk beş ayına üç yarı bir de tam maraton sığdırınca koşuya biraz ara vermek iyi olur diye düşünerek, haziran ve temmuz aylarında kendimi dağlara verdim :). Temmuz ayının başında Aladağlar’da bir zirve olan Emler zirvesine (3724 m) tırmandım. Hemen ertesinde Ilgaz’la birlikte iki gün süren DASK Anadolu Dağ Maratonu’nu tamamladık. Orta parkurda 24:46:43 zaman ile 5. ve yarışı tamamlayabilen sonuncu takım olduk. Takımların yarışı tamamlama yüzdesi (%20) göz önüne alındığında başarılı olduğumuz söylenebilir. İki haftasonunu dağlarda geçirdikten sonra temmuz ayının son haftasında da Ağrı Dağı’ndaydım. Uzun zamandır Ağrı’ya tırmanmak istiyordum ve sonunda gerçekleştirme fırsatı bulmuştum. 5165 m zirve yaptıktan sonra Ankara’ya ve koşu antrenmanlarına döndüm.
Sonraki hedef Amsterdam Maratonu’nda artık 3:30 altı bir maraton koşmaktı. Tüm enerjimle bu yarışa hazırlanırken eylül ayında bir yarımaratonda kendimi deneme fırsatı yakaladım. Yine Yarış Takvimi’nin düzenlediği Riva yartımaratonunda 1:35 olan en iyi derecemi iyileştirmeyi umuyordum ancak olmadı. Havanın biraz bunaltıcı olmasıydı belki etken bilemiyorum ama 1:36:19 ile koşabildim ancak. Sonradan öğrendim ki koşu yarışlarındaki ilk derecemi bu yarışta elde etmişim. Yarış alanını terk etmesem kürsüye bile çıkmış olacaktım. 35-39 yaş grubunda 3.lük elde etmişim. Bu yarıştan sonra, ekim ayında, 2011’in nihayi yarışı ve yılın hedefini tutturmak için son şansım olan Amsterdam Maratonu’nu koşmak için Hollanda’daydım. 3:24:47 ile yarışı bitirdiğimde, hem 2011 hedeflerini tamamlamış hem de bu yılın yarışlarının sonuna gelmiştim.

Son 12 ayın koşu özeti
Son 12 ayın koşu özeti
Dailymile’dan elde ettiğim istatistiklere göre 2011 yılında 2841 km koşmuşum. Ortalama ayda 237 km, haftada 55 km koşmuşum demektir. Tüm bu yarışlar ve onlar için yapılan hazırlık antrenmanları sırasında 2011 yılı benim için en iyi dereceler yılı oldu. Antrenmanlarda 5k’yı 19:58 ve 10k’yı 42:17 derecelerle koşabildim. Yarışlarda ise yarımaratonu 1:35:41 tam maratonu ise 3:24:47 en iyi derecelerini elde ettim.
“2011 içinde koşmak ve dağlara çıkmak dışında koşu/spor için ne yaptın” diye soracak olursanız, şunları sayabilirim. Bu bloga 20 yazı yazmışım. Biliyorum, normal bir blog için sayı oldukça az ama çok fazla bilgi kalabalığı ve kirliliği yaratmak istemiyorum. Az ve öz olsun, sadece koşu hakkında yaptıklarım, antrenman bilgilerim, yarış raporlarım ve öğrendiklerimden paylaşımlar olsun istiyorum. Bu yazılar arasında, son yıllarda çok ses getiren konular hakkında olanlar öne çıktı: Biri, çıplak ayakla koşmak ve minimalist yaklaşımlar üzerine olan “Çıplak Ayakla Koşu” başlıklı yazım diğeri ise yine bu konunun devamı sayılabilecek koşu formu ve kadans ilse ilgili olan “Adım, Kadans ve Koşu Formu Üzerine Toparlanmış Fikirler” başlıklı derlememdi.
İlgi çeken ve fazlaca geri bildirim aldığım diğer üç yazım ise: “VO2Max ve VDOT“, “F.I.R.S.T.” ve “Maratonun Son Kilometreleri” yazıları oldu.
Blogdaki yazılara ek olarak Kasım ayında Ilgaz ile birlikte, belki de Türkiye’deki ilk koşu konulu podcasti yayınlamaya başladık. Şu ana kadar 7 bölüm yayınlandı. İstikrarlı biçimde her hafta kaydetmeyi sürdürmek istiyoruz.
Bu yazıyı hazırlarken gördüm ki, 2011 koşu konusunda oldukça dolu dolu ve başarılı bir yıl olmuş. Umarım 2012’de en az bu yıl kadar dolu ve başarılı geçer.

Peki, 2012 hedefleri neler?

Her yıl olduğu gibi Runtalya’da olacağım. Hedefim 3:20’nin altında maraton koşmak. Şu anda bu hedef doğrultusunda antrenmanlar yapıyorum. Yılın hemen başında Adana Yarımaratonu koşulacak, ben de orada olacağım. Antalya sonrası, yine Tarsus Yarımaratonu koşulacak gibi, olursa orada da olmak istiyorum. Mayıs ayında Bozcaada’da yine yarışmak istiyorum. Sonrasında Yarış Takvimi’nin eylül ayında Eymir’de düzenlemeyi düşündüğü yarımaraton konusunda elimden geleni yapmak istiyorum. Yarışma fırsatım olursa koşmak da isterim ama zaten Eymir benim parkurum, her hafta orada koşuyorum. Koşamayanların keyfine tanık olmak da güzel olacaktır.
2012’de şimdiye kadar devam edenden farklı bir koşu ve organizasyon akışı olabilir benim açımdan. Bugüne kadar yarı ve tam maraton hedefleri doğrultusunda antrenmanlar yaptım. 2012 yılı içinde bir veya bir kaç tane ultramaraton koşmayı istiyorum. Nisan, mayıs ve haziran aylarında Türkiye’de ultramaraton yarışları olacağını biliyorum. Onlardan uygun olanlarda kendimi sınayabilirim. UTMB kapsamında koşulan CCC yarışı için çekilişe katıldım. Şansım yaver gider de katılmaya hak kazanırsam Alplerde 100 km süren bir macerada yer almak çok heyecan verici olacak.
Ultralar dışında 2012 yılında yüzme ve bisiklete de zaman ayırmak ve en azından bir sprint triatlona katılarak bu dalı az da olsa deneyimlemek istiyorum. Bir türlü başlayamadığım yüzme antrenmanlarına ocak ayı itibariyle başlamak, baharda da bisiklete alışmak gibi planlarım var. Böylece sonbaharda bir kısa triatlonla kendimi deneyebilirim.
Umarım her şey yolunda gider. Herkese sağlıklı, başarılı ve sakatlıksız bir yıl dilerim.

“2011 özeti ve 2012'ye bakış” hakkında 2 yorum var

  1. 2011 de neredeyse günde 8 km koşmuşsun, yarışlarda derecelerde gayet iyi.Umarım 2012 de hız kesmeden dileklerini gerçekleştirirsin .
    Sağlıklı ve mutlu yeni yıllar dilerim
    Özgür

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir